Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 12 / 12
  • Öğe
    Yeşil tedarik zinciri yönetiminde sürdürülebilir üretimin yeri üzerine yönetici görüşlerinin incelenmesi
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) AKDEMİR ÜNDAĞ, Sebahat
    Sürdürülebilirlik kavramı, günümüzde sadece tüketici bir yapıya dönen toplum için değil işletmeler için de giderek önem kazan bir kavramdır. Sürdürülebilir Kalkınma ise dünya üzerinde yaşayan tüm insanların ortak meselesi haline gelen, başta iklim değişikliği ve çevre korunması olmak üzere insani temel ihtiyaçlar, dünya barışı, temel hak ve özgürlükler, demokrasi söylemlerini sosyal sorunlar, ekonomi ve çevre sorunları ile bir bütün olarak merkezinde tutan küresel bir amaca dönüşmüştür. Çevreye duyarlı bir işletmenin mümkün olabilmesi için öncelikle o işletmenin yeşil kavramı hakkında bilgiye sahip olması gerekmektedir. Sahip olunan bu bilgiler tedarikçiler, çalışanlar ve müşteriler tarafından da kabul edilerek benimsenmeli, birbirleri arasında paylaşılmalı ve buna uygun hareket edilmelidir. Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi kapsamında ve paydaş teorisi merkezinde işletmelerin paydaşlarına, tedarikçilerine, çalışanlarına, müşterilerine ve içinde faaliyet gösterdikleri topluma ve diğer paydaşlara karşı taşıdıkları açıklama yapma sorumluluğu kurumsal sürdürülebilirliğin temelini oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı işletmelerde karar yetkisi olan yöneticilerin sürdürülebilir üretimlerini destekleyen yeşil tedarik zinciri yönetimine olan bakış açısını ve düzeyini araştırmaktır. Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden olan İz Sürme / Süreç İzleme ve Keşfedici Araştırma yöntemlerinden faydalanılmıştır. Çalışma evrenini oluşturan işletme yöneticileri ile yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakat yapılmış olup, betimsel analiz tekniğini uygulanarak elde edilen verilerin analizinde frekans ve yüzde analizlerinden ve excel programından yararlanılmıştır. Çalışmada sonuç olarak; üretici konumda olan işletmelerin tüm tedarik zincirleri kapsamında yeşil ve sürdürülebilir uygulamalara daha fazla önem verebilmeleri ve bu uygulamaların yaygınlaşabilmesı için kural koyucular ve yasal düzenlemelerden gelen baskının artması, beraberinde gelecek devlet destekleri ve fon yardımlarının teşvik edici olacağı sonucuna ulaşılmıştır. 17.sürdürülebilir kalkınma amacı “amaçlar için ortaklık” merkezinde, destekleyici yasal düzenlemeler ve politikalar çerçevesinde, sürekli iyileştirme bakış açısı ve teknoloji katkısıyla yenilikçi uygulamalar benimsenerek, eğitimler ve farkındalık sağlayacak projelerle paydaş katılımının önemi vurgulanmıştır.
  • Öğe
    KREDİ TEMERRÜT SWAP (CDS) PRİMLERİNİN YABANCI PORTFÖY YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) KİREMİTÇİ, Mine ŞAMAN
    Ülkelerin kredi riskleri finansal piyasalarının derinliğine ve uyguladıkları uluslararası ticaret politikalarına göre değişebilmektedir. Yabancı portföy yatırımcıları, ülkelere yatırım yapmadan önce ülke kredi risklerinden etkilendiği için yatırım yapılacak ülkelere ilişkin ön araştırma yapmaktadırlar. Yatırımcılar hem yetkili kuruluşlar tarafından verilen ülke kredi notlarını hem de alternatif olarak ülke CDS (kredi temerrüt takası) primlerini de dikkate almaktadır. Yabancı yatırımcılar tarafından ülke CDS primleri sıklıkla takip edilmektedir ve ülke CDS primleri adeta bir pusula işlevi görmektedir. Ülke kredi riskini ölçümleyen önemli göstergelerden biri olarak değerlendirilen kredi temerrüt takas primlerinin, yabancı portföy yatırımları üzerindeki etkisinin incelenmesi bu nedenle önem arz etmektedir. Bu çalışmada, 2010 Q1-2024Q1 arasındaki dönemde Türkiye’deki kredi temerrüt takas primlerinin, Türkiye’ye gerçekleştirilen yabancı portföy yatırımları üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmadaki yabancı portföy yatırımları verileri T.C. Merkez Bankası EVDS platformundan, Türkiye 5 yıllık CDS primleri ise Investing.com terminalinden temin edilmiştir. Metodoloji olarak literatürde genel olarak kabul görmüş olan birim kök testleri, tanı testleri ve başlıca zaman serisi metotlarından biri olan ARDL (Autoregressive Distributed Lag- Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif) testi uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre yapılan incelemede Türkiye’ye yönelik yabancı portföy yatırımlarının ülke CDS primlerinden uzun vadede ve kısa vadede negatif yönde etkilendiği ve iki değişken arasında eş bütünleşme olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca 98 günde (14 haftada) kısa dönemli dalgalanmaların uzun dönem dalgalanmalarını yakınsayarak dengeye oturduğu sonucuna varılmıştır İncelemenin yapıldığı dönemde, 2012 Q4 döneminde CDS primi 15 senelik dönem içerisindeki en düşük (128,11) değerini alırken Portföy yatırımları aynı dönemde en yüksek değerine ulaşmıştır (15805). Ayrıca 2015 Q3, 2018 Q3, 2020 Q2 ve 2022 Q2 dönemlerinde CDS primlerinin ani yükselişleriyle ciddi portföy çıkışları olduğu tespit edilmiştir
  • Öğe
    TEDARİK ZİNCİRİNDE YEŞİL REKABET AVANTAJINA ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) ÖZCAN, Derya
    Küresel ısınmanın artması, biyolojik çeşitliliğin değişmesi, buna bağlı olarak dünyanın karşı karşıya olduğu sürdürülebilirlik tehlikesi gibi konular, araştırmacılar, akademisyenler, uygulayıcılar ve farklı alanlardan bilim insanlarını çözüm yollarını tartışmak ve çevreyi korumanın yollarını önermek üzere biraraya gelmelerini sağlamaktadır. Dünya genelinde her geçen gün artan belirsizliklerin sonuçları, küreselleşmenin etkisiyle hızla yayılmakta ve işletmelerin ekonomik faaliyetlerini olumsuz anlamda etkilerken, varlıklarını da tehdit eder hale gelmektedir. İşletmelerin bu belirsizliklerle başa çıkmaya çalışırken, tedarik zincirlerinin kırılganlıklarının azaltılması, dayanıklılıklarının artırılması, bütünleşmelerinin sağlanması rekabet avantajı elde etmelerinde büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada tedarik zinciri yönetim sürecindeki etmenlerin yeşil rekabet avantajı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ana faaliyet alanı kimya olan işletmelerin sürece ilişkin görüşlerinin derecelendirildiği ve analiz edildiği çalışmanın ilk bölümü kavramsal çerçeveden oluşurken, ikinci bölümü yöntem ve bulgular ile tartışmadan oluşmaktadır. Çeşitli illerde kimya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yönetici/sorumlularıyla hazırlanan anket formu online olarak paylaşılmış olup, izin veren yetkililerle telefon ve yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Toplam 239 yetkiliyle yürütülen çalışmada elde edilen veriler Smart PLS ve SPSS paket programları ile analiz edilmiştir. Oluşturulan modele göre risk yönetim kültürü tedarik zinciri çevikliğini; tedarik zinciri çevikliğinin de tedarik zinciri bütünleşmesini etkilediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca tedarik zinciri bütünleşmesi yeşil rekabet avantajını etkilemektedir. Bu bağlamda araştırma kapsamında geliştirilen tüm hipotezler desteklenmiştir.
  • Öğe
    BLOK ZİNCİR TEKNOLOJİSİ TEMELLİ DENİZ ÜRÜNÜ TEDARİK ZİNCİRİNDE DAĞITILMIŞ GÜVEN ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) KÖSE, Özge
    Adana’da blok zincir tabanlı deniz ürünleri üreten zincir marketlerin tedarik ettiği ürünlerin geçtiği aşamaların şu anda bilinmemesi ve bu bilginin nihai ticari müşteri tarafından tedarik zinciri süreci boyunca bilinmesi gerektiği önemli bir konudur. Çalışmada kolayda örneklem yöntemi benimsenmiş olup, Adana ilinde bulunan altı büyük zincir market işletmesinden biri olarak seçilmiş olan bir zincir marketin 179 ticari müşterileri çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler bu ticari müşterilere çevirim içi anket formu aracılığıyla sağlanmıştır. Bu çalışmada, 179 geçerli veri toplanmış ve toplanan veriler IBM SPSS İstatistik 20.0 programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Analiz sonucunda beş boyutlu blok zincir algısına ilişkin modelin geçerli ve güvenilir olduğu tespit edilmiş olup model içerisindeki etkiler regresyon ile analiz edilmiştir. Hipotez testlerinin sonuçlarına göre, öne sürülen H2 ve H3 desteklenmemektedir. Öne sürülen diğer hipotezlerin desteklendiği bulgusuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    UTİKAD ÜYESİ LOJİSTİK İŞLETMELERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAALİYETLERİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) TAŞ, Melis
    Sürdürülebilirlik, çevreye verilen zarara ve çevresel, sosyal ve ekonomik problemlere karşı çözüm olarak atılan adımlar olarak tanımlanabilir. Birleşmiş Milletler tarafından 2030 yılı için hedeflenen 17 sürdürülebilir kalkınma amacı, konu hakkında atılan önemli adımlardan biridir. Lojistik sektörünün çevreye olan olumsuz etkileri arasında karbondioksit emisyonu, yakıt tüketimi, gürültü, hava ve su kirliliği sıralanabilir. Söz konusu olumsuz etkilerin azaltılması ve sektörde sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için lojistik işletmelerinin sürdürülebilirliğe yönelik faaliyetlerde bulunmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye'deki lojistik işletmelerinin web sitelerini incelemek, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yönelik sürdürülebilirlik faaliyetlerini tespit etmek ve konu ile ilgili güncel durumu ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmada doküman analizi yönteminden faydalanılmıştır. Çalışma evreni olarak UTĠKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) üyesi lojistik işletmeleri (n=600) tercih edilmiştir. Çalışma evrenini oluşturan işletmelerin web sitelerindeki bilgiler araştırılarak, yeşil lojistik, sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma amaçları, karbon ayak izi ve sıfır atık konuları hakkındaki faaliyetleri incelenmiştir. Elde edilen veriler IBM SPSS 27 istatistik programı ile analiz edilmiş ve verilerin analizinde frekans dağılımları kullanılmıştır. Çalışmada sonuç olarak; lojistik süreçlerindeki sürdürülebilirlik faaliyetleri ele alındığında lojistik işletmelerinin web sitelerinde sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yönelik faaliyetlerine yeterince yer verilmediği ve sürdürülebilirlik, karbon ayak izi ve sıfır atık konularına daha fazla önem verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Lüks tüketim ürünlerinin tüketici satın alma niyetine etkisi: (Y Kuşağı üzerine bir uygulama)
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Luxurious consumption the effect of its products on consumer purchase intention: An application on Generation Y) Keleş, Sevil
    Lüks pazarı son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çok hızlı bir şekilde büyümektedir. Geçmişten günümüze bakıldığında lüks algısı küreselleşmenin ve rekabetin amansız bir şekilde artmasıyla yerini deneyimsel lüks duyarlılığa bırakmıştır. Bugün en sağlıklı dönemini yaşadığı düşünülen lüks olgusunun 'Değer' kavramı üzerinde durulmaktadır. Her dönemin kodlanmış kültürel olguları ve davranış kalıpları bulunmaktadır. Bunları anlamak ve yorumlamak için bu dönemlerin kuşaklar üzerinden ele alıp değerlendirmek daha anlamlı olacaktır. Bu sebeple yapılan çalışma 1981-2000 doğumlu tüketici grubunda olan Y kuşağının lüks değer algıları, satın alma niyetleri, tüketime yönelik genel eğilimleri ve lüks kavramının Y kuşağı için ifade ettiği anlamları araştırmak için tasarlanmıştır. Kolayda örneklem metodu ile 371 kişiye online anket yapılarak çalışma tamamlanmıştır. Elde edilen verilen SPSS 24 paket programı aracılığıyla yapılmış olup gerekli analizler bulgular bölümünde açıklanmıştır. Elde edilen verilerden hareketle lüks değer algısının finansal boyutu, kişisel boyutu ve sosyal boyutu ile satın alma niyeti arasında anlamlı ilişki elde edilmiştir. Fakat lüks değer boyutunun fonksiyonel boyutu ile satın alma niyeti arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca çalışmaya katılan Y kuşağının büyük çoğunluğu toplumun daha fazla tüketme eğiliminde olduklarını ve lüks tüketime yönelik eğilimin fazla olduğunu ifade etmişlerdir. Anahtar Kelimeler: lüks tüketim, lüks değer algısı, y kuşağı, satın alma
  • Öğe
    Tarife dışı engeller: Türkiye Avrupa Birliği arasındaki tekstil ticaret üzerine bir uygulama
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Gıran, Türkay
    Tarife dışı ticaret engeller yeni bir tanım olmamakla birlikte 1960’lı yılların başında ortaya çıkmaktadır. Tarife en yalın tanımı ile ürünün ülkeye girişi esnasında uygulanan vergidir. ithal edilen ürünlerin maliyetini arttırır, dış ticareti saptırır, fakat devletlere önemli gelirler sağlar. Tarife dışı engeller ise, uluslararası ticareti vergi haricinde kısıtlayan uygulamalardır. Ticarette engellerin uluslararası ticaret üzerindeki olumsuz etkilerinin artmasına paralel olarak bu önlemler önce GATT, daha sonra ise DTÖ bünyesinde ele alınmaya başlanmıştır. Tarife dışı engeller hemen hemen her sektörde karşımıza çıkabilmektedir. Dünyanın artık duyarlı olduğu küresel korumacılık hareketleriyle ya da insan ve hayvan sağlığı konusuna dikkat çekmek üzere bu alanlarda katı yaptırımlar içeren tarife dışı görünür ya da görünmez engeller uygulanmaktadır. Bu araştırmada Türkiye Avrupa Birliği dış ticaretinde tekstil sektörüne dayalı tarife dışı engellerin saptırıcı bir yönünün olduğunu, 2016-2020 gümrük tarife cetvellerine bakıldığında konulan engellerin aynı istikrarla tekrarlandığını, özellikle 52. fasıl pamuk sektöründe yaşanan kısıtlamaların ticareti bir hayli zorlaştırdığı yönünde tespitler elde edilmiştir.
  • Öğe
    Covid 19'un Türkiye'nin dış ticareti üzerine etkileri
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Elyan, Ahmet
    2019 yılı sonunda Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19 virüsü salgın haline gelerek kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Covid-19 salgını, insan hayatında yarattığı olumsuz etkilerin beraberinde ekonomik ve sosyal açıdan da ciddi problemlere neden olmuştur. Dünyadaki birçok faaliyeti durma noktasına getiren covid-19 salgını küresel ekonomiyi daha önce yaşanmamış bir krize sürüklemiştir. Bazı ülkelerde temel gıda ihtiyaçları dışında üretimin durması, bazılarında ise durma noktasına gelmesi küresel gayrisafi hasılayı olumsuz etkilemektedir. Ulusal ve uluslararası talebin düşmesi, ticaretin azalması, işsizlik oranının artması ve hane halkı geliri düşmesi gibi önemli dengeleri etkilemiştir. İşsizlik ile beraber yaşanan gelir kaybı ve gelirini kaybeden bireylerin ihtiyaçlarının karşılanamaması riski beraberinde sosyal sorunları getiriyor. Tüm ülkeleri olumsuz etkileyen covid-19 salgını ülkemiz ekonomisinde de daralmalara neden olmuştur. Covid-19 salgınından dolayı çeşitli kısıtlamalar ve tedbirler alınmıştır. Covid-19 krizi boyunca ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması nedeniyle ülkemizde sanayi, ticaret ve likidite sıkıntıları meydana gelmiş. Sınır kapılarının kapatılması, uluslararası uçuşların askıya alınması ve ülkelerin bazı ürün grupları ile ilgili getirdiği ihracat yasakları küresel tedarik zincirini etkiledi. Ayrıca dış ticarette korumacılık eğilimlerinin yükselmesi, ekonomik büyüme açısından önemli göstergelerden biri olan dış ticaret verilerin de daralmalarına neden olmuştur. Bu durum korona virüs salgını etkisi ülkemizin dış ticaretinde ağır olarak yaşandığını göstermektedir. Bu nedenle yaşanan kriz sonucunda dış ticarette oluşan tahribatın etkilerinin giderilmesi için alınan tedbirler oldukça önemlidir. Çalışmada öncelikli olarak korona virüs salgınının küresel ekonomiye olan etkileri sektörel bazda analiz edilerek makro ve mikro ekonomik sonuçları verilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, covid-19 salgını nedeniyle oluşan krizin Türkiye'nin dış ticaretinin nasıl etkilendiği ve söz konusu etkilerin genel ekonomide olan yansımaları belirtilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, Covid-19 pandemisinin Türkiye'nin dış ticaretine yönelik daraltıcı etkilerinin, 2020 yılının ilk aylarında başladığı özellikle mart ve nisan aylarında daralmanın zirve yaptığı gözlemlenmiştir. Dünyanın daha önce tecrübe edilmeyen yaygınlıktaki covid-19 salgınıyla karşılaşmasının ardından geçen bu sürede; insanî yük artmış, milyonlarca insan işsiz kalmış, ticaret duraksamış, sosyal ve ekonomik sıkıntılar daha da belirginleşmiştir. Bununla birlikte, salgındaki belirsizliklerin devam etmesine rağmen, bu eko-sağlık krizinden çıkış yolu aşının bulunması ve aşılama çalışmalarındaki hızlı ilerleme sonucunda daha fazla görünür hale gelmiştir. Çalkantılı 2020 yılından sonra, 2021 yılında küresel ekonomi nihayet Covid-19 salgınının kötü evrelerinden çıkmaya başlamıştır. Aşılamayla birlikte uluslararası düzeyde alınan kısıtlama ve tedbirlerde bazı esnetmelerle birlikte ticarette de iyileşmeler meydana gelmiştir. Salgın sonrası ortaya çıkan ekonomik ve sağlık krizine dünya çapında yürütülen hızlı politika tepkileri olabilecek daha kötü sonuçları önlemiştir. Ayrıca uluslararası kuruluşların 2021 yılı küresel büyüme tahminlerinde covid-19 salgınının ilk dönemlerine kıyasla daha güçlü bir toparlanma olacağı öngörülmektedir.
  • Öğe
    Eko-inovasyon uygulamaları ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki ilişki: Güney Kore ve Türkiye örneği
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü, 2021) Yoo, Zeynep Yıldız
    Küresel etkileşimin artmasıyla birlikte insanlarının talep ve ihtiyaçlarında çeşitlenmeler görülmektedir. Artan talep ve ihtiyaçların karşılanmaya çalışılması, üretim faktörleri üzerindeki yoğunluğa sebep olmaktadır. Üretimin artmasıyla birlikte doğal kaynaklar ve çevre üzerinde olumsuz etkiler meydana gelmektedir. Bu döngü sürecinin sonunda oluşan olumsuzlukların giderilmesinde, standart ekonomi kalıplarının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda ekonomik, sosyal ve çevresel boyuta sahip olan sürdürülebilir kalkınma modeli ülkeler tarafından uygulanmaktadır. Çevre üzerindeki sorunların çözümü ve sürdürülebilir kalkınmanın devamlılığı için yeni fikir, politika ve uygulamalara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç doğrultusunda eko-inovasyon kavramının önemi artmaktadır. Eko-inovasyon; yeni fikirler, uygulamalar ve politikalar sonucunda çevreye verilen zararı en aza indirerek, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleşmesine yardım etmektedir. Bu çalışma kapsamında sürdürülebilir kalkınma ile eko-inovasyon arasındaki ilişki Güney Kore ve Türkiye üzerinden değerlendirilerek açıklanmaya çalışılmaktadır. İki ülke arasındaki eko-inovasyon göstergeleri ile sürdürülebilirlik performansı karşılaştırılmaktadır. Karşılaştırma sonucunda Güney Kore'nin sürdürülebilir kalkınma amacı kapsamındaki eko-inovasyon performansının Türkiye'den daha iyi olduğu görülmektedir. Lakin iki ülkede de geliştirilmesi gereken alanlar mevcuttur.
  • Öğe
    Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin finansal performansa etkisi üzerine yayımlanan makalelerin bibliyometrik analizi
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü, 2021) Şahin, Aslıhan
    Küreselleşmenin etkisiyle işletmeler bir yandan piyasada rekabet etmekte zorluk yaşarken bir yandan da toplumun beklentileri karşılamak zorunda kalmışlardır. Toplumsal sorunlara duyarlı davranmayan işletmelerin yalnızca küresel pazarda değil içinde bulunduğu toplumda da varlığını uzun dönemde sürdürmeleri pek mümkün olmamaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı son yıllarda işletmelerin büyümesi ve etki alanlarının genişlemesi neticesinde sorumluluk düzeylerinin artmasına paralel olarak önemi artan bir kavram haline gelmiştir. İşletmelerin tüm çıkar gruplarına yönelik sorumluluklarının artmasıyla kurumsal sosyal sorumluluk kavramı gün geçtikçe önem kazanmıştır. Böylece işletmelerin uzun dönemde piyasada varlıklarını sürdürebilmelerindeki en önemli etkenlerden bir diğeri finansal performans düzeyleridir. Bu çalışma, 2010-2020 yılları arasında kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin finansal performansa etkisi üzerine yayımlanan makaleleri bibliyometrik olarak incelemek, bilimsel gelişim sürecini ve mevcut durumunu ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla Web of Science, Dergipark ve TR Dizin veri tabanlarında konuyla ilgili makaleler araştırma kapsamına dâhil edilmiştir. Bu veri tabanlarında yer alan makaleler birçok farklı parametrelere göre bibliyometrik analize tabi tutulmuştur.
  • Öğe
    Covid-19 pandemi döneminde tekstil firmalarının pazarlama faaliyetleri üzerine bir araştırma
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü, 2021) Şen, Melike
    2019 yılının Aralık ayında Çin'de başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi ile dünya genelinde küresel sağlık mücadelesi ve pandemi süreci başlamıştır. Virüsün yayılma hızını azaltmak adına ülkeler ekonomik ve sosyal alanda birçok kısıtlayıcı önlemler almıştır. Alınan bu önlemler arz ve talep yönlü daralmalara sebep olarak her sektörü farklı düzeyde etkilemiştir. Etkilenen sektörlerden biri de tekstil sektörüdür. Bu kapsamda COVID-19 pandemisinin tekstil sektörüne olan etkileri incelenmiş olup COVID-19 pandemi döneminde tekstil firmalarının aldıkları önlemler ve uyguladıkları pazarlama faaliyetleri hakkında bilgiler elde edilmiştir. Bu araştırma kapsamında, Türkiye'de tekstil alanında faaliyet gösteren 20 firmaya yargısal örnekleme yöntemiyle erişilmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yöntemi kullanılmıştır. Pandemiden kaynaklı görüşmeler Zoom programı aracılığıyla çevrim içi gerçekleştirilmiştir. Toplanan veriler nitel araştırma tekniklerinden içerik ve betimsel analiz ile analiz edilmiştir. Verilerin Excel programı ile frekans ve yüzde analizleri yapılmıştır. Yapılan görüşme sonucunda tekstil firmalarının verdikleri bilgilere göre firmaların aldıkları önlemlerle salgının şirket içinde yayılmasını engelledikleri görülmüştür. Katılımcıların yarısından fazlası, pandemiden olumsuz etkilendiğini ve pandemi öncesine kıyasla siparişlerinin azaldığı tespit edilmiştir. Pandemi döneminde siparişlerini artıran katılımcılar ise müşteri ilişkilerine ve pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdiklerini belirtmişlerdir. Bazı katılımcılar, müşteri talebine göre mevcut ürünlerini değiştirerek veya yeni ürün üreterek siparişlerini artırdıklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların çoğu pandemi döneminde ürün fiyatlarında esneklik yaptıklarını söylemişlerdir. Tekstil firmaları, pazarlama faaliyetlerini yürütürken diğer medya araçlarına kıyasla, video konferans uygulamalarını daha çok kullandıklarını belirtmişlerdir. Katılımcı firmaların çoğu müşterilerin ürün ve kumaş dokusunu daha net görmesi için profesyonel çekimler ve kısa videolar hazırladıklarını ifade etmişlerdir. Müşteri kazanma stratejisi olarak katılımcı firmaların çoğu müşterileriyle olan iletişimlerini artırdıklarını söylemişlerdir. Buna ek olarak katılımcıların bir kısmı müşterilerin her talebine hızlı bir şekilde geri dönüş yaptıklarını dile getirmişlerdir. Pandemi döneminde tekstil hammaddesi ve navlun fiyatlarının artmasına bağlı olarak katılımcıların tamamı maliyetlerinin artığını söylemişlerdir. Bu kapsamda tekstil firmalarının maliyet düşürme stratejisini uyguladıkları tespit edilmiştir. Katılımcıların yarısından fazlası devlet teşviklerinden yararlandıklarını belirtmişlerdir. Bu dönemde katılımcıların çoğu her pazar için farklı pazarlama faaliyetlerinde bulundukları görülmüştür. Pandemi bittikten sonra çoğu firma, video konferans programlarını kullanmaya, dijitalleşmeye yönelik yatırımlara, müşterilerin taleplerine göre ürün üretmeye, verimli çalışmaya ve sürdürülebilir esaslı üretim yapmaya ağırlık vereceklerini ifade etmişlerdir.
  • Öğe
    Üniversite öğrencilerinin geri dönüşüm davranışlarına ilişkin görüş ve tutumlarının belirlenmesi
    (Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Birsen, Vildan
    Günümüzde kentsel nüfus artışı, teknolojik gelişmeler, hızla büyüyen ve farklılaşmış tüketim alışkanlıkları geri dönüşümün miktarını arttırmış ve türünü değiştirmiştir. Bu bağlamda farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanan bu araştırmanın amacı, Türkiye' de bulunan devlet ve vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan öğrencilerin görüş ve tutumlarını belirlemek ve geri dönüşüm davranışını etkileyen unsurların tespit edilmesidir. Bu doğrultuda Türkiye' de devlet ve vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan 394 üniversite öğrencisinden veriler online (çevrimiçi) anket aracılığıyla toplanmış ve SPSS 20 paket programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Yapılan faktör analizi ile ölçeğin geçerliliği test edilirken güvenilirlik alfa skorları ile de ölçeğin güvenilirliği test edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda üniversite öğrencilerinin geri dönüşüm ölçeği ifadelerine katılım düzeylerinin yüksek olduğu ve geri dönüşüm davranışlarında bulundukları belirlenmiştir. Geri dönüşüm davranışlarının sonucunun önemi boyutunda, kadın katılımcıların ortalamasının erkek katılımcıların ortalamasından; beklentilerin önemi boyutunda ise, devlet üniversitelerindeki öğrencilerin ortalamasının vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin ortalamasından daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak sürdürülebilir ve etkin bir geri dönüşüm sistemi için multidisipliner bir bakış açısı ile konunun bütüncül bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekmektedir.