Yazar "Gödelek, Kamuran" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Michel Foucault'nun ahlâk anlayışı(2011) Gödelek, KamuranFoucaultun ahlak anlayışı gençliğinde Fransada hakim olan politik ve entelektüel yapıylayakından ilintilidir. Foucaultnun çalışmaları genel olarak düşünme tarihi olarakdeğerlendirilebilir. Foucault çağdaş kültürün temelini oluşturan ussallığın tarihsel temellerikarşısında günümüzde nasıl bir konumda olduğumuzu incelemeyi hedefler. Böylece FoucaultAvrupa kültürünün düşünsel, ekonomik, siyasal bir tarihini kapsayacak şekilde modern felsefenineleştirisini yapar. Foucault un eleştirel tarihsel çözümlemesinin özünü Descartesdan beri felsefeyehakim olan kurucu özne fikrinin reddedilmesi oluşturur. Foucaultnun çalışması Aydınlanmanın,insani değer ve hakların evrensel ilkelerinin ve akla inancının yalın bir reddi olarak duranNietzschenin çalışmasına dayanır. Foucault da kendisini Nietzscheci bir düşünür olarak kabuleder ve Nietzschenin genealojik (soya ait) yöntemini, güç anlayışını ve onun etik yaşamınkendiliğin bir estetiği ile ilgili olduğuna dair görüşlerini benimser. Nietzschede Foucaultnunöznellik anlayışının ve onun dille olan ilişkisinin kaynaklarını buluruz. Foucault herkes içingeçerli olabilecek kuralcı (normatif) bir etik geliştirmekten ziyade, kendi kişisel özgürlük vedüşünce gelişiminden kaynaklanan kendine özgü bir tarz geliştirmek peşindedir. Foucault için etikkendiliğin kendisiyle ilişkinin incelenmesidir. Foucault, etiği ahlaksallığın kendiliğin kendisi ileilişkisini konu edinen kısmı olarak kabul eder. Foucault, ahlak anlayışında ahlak yasasını, yaniahlak felsefesini ne de bireylerin gerçek davranışının önemini inkar etmemiştir. AncakFoucaultnun önemle vurguladığı husus eylemlerinin ahlaksal öznesi olarak bireyin kendikendisini kurma, yani kendiliğini geliştirme tarzıdır. Bu bağlamda, Foucaultnun ahlak anlayışıkendilik teknolojileri ve iktidar güçleri arasındaki ilişkinin çözümlenmesi üzerine dayanır.Öğe Michel Foucault’nun ahlâk anlayışı(2011) Gödelek, KamuranFoucault’un ahlak anlayışı gençliğinde Fransa’da hakim olan politik ve entelektüel yapıyla yakından ilintilidir. Foucault’nun çalışmaları genel olarak düşünme tarihi olarak değerlendirilebilir. Foucault çağdaş kültürün temelini oluşturan ussallığın tarihsel temelleri karşısında günümüzde nasıl bir konumda olduğumuzu incelemeyi hedefler. Böylece Foucault Avrupa kültürünün düşünsel, ekonomik, siyasal bir tarihini kapsayacak şekilde modern felsefenin eleştirisini yapar. Foucault’ un eleştirel tarihsel çözümlemesinin özünü Descartes’dan beri felsefeye hakim olan kurucu özne fikrinin reddedilmesi oluşturur. Foucault’nun çalışması Aydınlanmanın, insani değer ve hakların evrensel ilkelerinin ve akla inancının yalın bir reddi olarak duran Nietzsche’nin çalışmasına dayanır. Foucault da kendisini Nietzsche’ci bir düşünür olarak kabul eder ve Nietzsche’nin genealojik (soya ait) yöntemini, güç anlayışını ve onun etik yaşamın kendiliğin bir estetiği ile ilgili olduğuna dair görüşlerini benimser. Nietzsche’de Foucault’nun öznellik anlayışının ve onun dille olan ilişkisinin kaynaklarını buluruz. Foucault herkes için geçerli olabilecek kuralcı (normatif) bir etik geliştirmekten ziyade, kendi kişisel özgürlük ve düşünce gelişiminden kaynaklanan kendine özgü bir tarz geliştirmek peşindedir. Foucault için etik kendiliğin kendisiyle ilişkinin incelenmesidir. Foucault, etiği ahlaksallığın kendiliğin kendisi ile ilişkisini konu edinen kısmı olarak kabul eder. Foucault, ahlak anlayışında ahlak yasasını, yani ahlak felsefesini ne de bireylerin gerçek davranışının önemini inkar etmemiştir. Ancak Foucault’nun önemle vurguladığı husus eylemlerinin ahlaksal öznesi olarak bireyin kendi kendisini kurma, yani kendiliğini geliştirme tarzıdır. Bu bağlamda, Foucault’nun ahlak anlayışı kendilik teknolojileri ve iktidar güçleri arasındaki ilişkinin çözümlenmesi üzerine dayanır.Öğe Unıversıty educatıon: counselıng psychologıst and educatıonal psychologıst ıdentıty ın turkey(ELSEVIER SCIENCE BV, 2012) Gödelek, Kamuran; Kayar, Ozan; Bekirogullari, Z.The aim of this presentation is to question how much and how far are the Faculties of Arts and Sciences and Educational Sciences in Turkey, which are the main faculties for educating people for future scientists and teachers, able to give this aforesaid critical-rational scientific approach to their graduates. A case in hand is the Department of Psychology in the Faculty of Arts and Sciences and the Department Of Counseling and Guidance in the Faculty of Educational Sciences. Both counseling psychology and educational psychology are different areas of specialization in psychology, and definitely need to be graduate programs as it is practiced in the USA and in Europe. An undergraduate degree in counseling and guidance is not enough for the graduate of that program to be either a counseling psychologist or educational psychologist. The identity crisis and overlaps between these fields can only be prevented by converting the current undergraduate level counseling and guidance departments into graduate programs within the faculty of education and prepare joint graduate programs with psychology departments in the Arts and Sciences faculties. (C) 2012 Published by Elsevier Ltd. Selection and/or peer-review under responsibility of Dr. Zafer Bekirogullari of Cognitive - Counselling, Research & Conference Services C-crcs.












