Yazar "Can, Demet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Lacanyen Psikanalizde Eyleme Dökme: Bir Vaka Örneği(ODTÜ- AYNA Klinik Psikoloji Destek Ünitesi, 2022) Can, Demet; Özsoy, Selin Uçar; Gençöz, FarukPsikanalitik literatürde eylem, öznenin sorumluluğunu aldığı etik bir kavram olarak ele alınmaktadır. Eylemin etik oluşu bilinçli amaçlara ek olarak bilinçdışı niyetleri de içermesi ile ilgilidir. Freud ve Lacan, bir eylemin bilinç düzeyinde ne kadar başarısız olursa bilinçdışının o derecede başarılı olduğunu savunmaktadır. Başka bir deyişle, sakarlıklar ve sürçmeler gibi günlük hayatta başarısız olarak görülebilecek eylemler, bilinçdışı amaçları gerçekleştirdiğinden ötürü başarılı sayılmaktadır. Bununla birlikte Freud, analizde gerçekleşen başarısız eylemleri ve sürçmeleri, eyleme dökme (acting out/agieren) kavramından ayırmaktadır. Freud eyleme dökmeyi hastanın unuttuğu ve bastırdığı nosyonları eyleme dökerek ifade etmesi olarak tanımlamaktadır. Lacan ise eyleme dökmenin salt bir hatırlama sonucunda ortaya çıkmasından ziyade Başka ile kurulan ilişki bağlamında ortaya çıktığını savunmaktadır. Bu bağlamda, Lacan “Kaygı” seminerinde, eyleme dökme ve eyleme geçiş arasında da ayrım yapmaktadır. Lacan her ikisinin de öznenin kaygı ile baş etmesi bağlamında ortaya çıkan eylemler olduğunu belirtmektedir. Ancak, eyleme dökme öznenin Başka’ya yönelttiği bir mesajı ve bu mesajın sergilenmesini içerirken; eyleme geçiş ise öznenin gerçekleştirdiği eylemle dil aracılığıyla var olduğu simgesel düzenden çıkarak beden ile var olduğu gerçek düzene geçiş yapmasını içermektedir. Bu makalede, eyleme dökme ve eyleme geçiş kavramları Lacanyen teori bağlamında ele alınmış ve A. Hanım vakası üzerinden tartışılmıştır.Öğe Pandemide Yas: Dini ve Kültürel Ritüellerini Yerine Getiremeyen Bireylerin Deneyimleri(İstanbul Üniversitesi, 2022) Hekimoğlu, Eylül Ceren; Bilik, Münevver Zuhal; Uçurum, Sultan Berfin; Erten, İrem; Can, DemetCOVID-19 pandemisi nedeniyle birçok kayıp yaşanmış ve artan ölüm sayıları nedeniyle pandemiyi kontrol edebilmek için çeşitli kısıtlamalar ve karantinalar ilan edilmiştir. Bu kısıtlamalar ve karantinalar nedeniyle bireyler günlük ve sosyal yaşamlarında birçok değişiklikle karşılaşırken yaşadıkları kayıp sonrasında gerçekleştirdikleri dini ve kültürel ritüelleri de yerine getirememişlerdir. Alan-yazında kişilerin yaşadıkları kaybın ardından gerçekleştirmek istedikleri dini ve kültürel ritüelleri gerçekleştirmelerinin, kişilerin yas sürecinde olumlu bir etkiye sahip olduğu ele alınmıştır. Bu bağlamda bu araştırma, COVID-19 pandemisi sürecinde Türk toplumunda COVID-19 nedeniyle kayıp yaşayan ancak kısıtlamalar nedeniyle dini ve kültürel ritüelleri yerine getiremeyen bireylerin bu süreci nasıl deneyimlediklerini araştırmaktadır. Bu amaçla bireylerin öznel deneyimlerinin anlaşılabilmesi için 45-65 yaş arasında, son bir yıl içerisinde COVID-19 nedeniyle bir yakınını kaybetmiş dört katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve bu görüşmeler Yorumlayıcı Fenomenolojik Analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Analizin sonucunda beş üst tema oluşturulmuştur: Ritüellerin eksikliğinde olumsuz duygular, Yas sürecini kolaylaştırması açısından ritüellere yapılan atıflar, Kayıpla baş etme yöntemleri, Gerçekleşmeyen ritüellerin telafisi ve Yasaklara rağmen: Ritüelleri gerçekleştirebilmek. Bu temalar Lacanyen psikanalitik bakış açısı ile simgesel, imgesel ve gerçek kavramları bağlamında değerlendirilmiştir. Simgesel düzlem özne için dil, kültür ve sosyal ortam olarak tanımlanırken imgesel düzlem öznenin içsel dünyalarında gerçeği anlamlandırdıkları düzlem olarak tanımlanabilir. Bu nedenle dini ve kültürel ritüellerin toplumsal, kültürel ve sosyal işlevi de göz önünde bulundurulduğunda katılımcıların yas sürecinde kayıplarını adlandırma ve kabul etme konusunda simgesel anlamda bir eksiklik yaşadıkları ve kaybı imgesel düzlemde anlamlandırmaya çalıştıkları düşünülmüştür. Bu bağlamda katılımcıların geliştirdikleri alternatif telafi yöntemleri kültürde ve toplumsal düzende, başka bir deyişle simgeselde kendilerine yer bulma çabası olarak yorumlanmıştır.Öğe The Effectiveness of Psychoanalytic Psychotherapy Scale: A Psychometric Study(ODTÜ- AYNA Klinik Psikoloji Destek Ünitesi, 2022) Özkul, Kemal; Özcan, Ece; Can, Demet; Özsoy, Selin Uçar-; Gençöz, TülinThe purpose of the present study was to develop a psychometrically robust measure to evaluate the effectiveness of psychoanalytic psychotherapy and psychoanalysis, entitled as the "Effectiveness of Psychoanalytic Psychotherapy Scale [EPPS]". This scale was designed to assess the changes experienced by patients/analysands who undergo psychoanalytic psychotherapy or psychoanalysis. A sample of 216 individuals above the age of 18 who had been continuing their own psychoanalytic psychotherapy or psychoanalysis for at least three months participated in the study. The participants were given EPPS along with the other measures such as the Reassurance-Seeking Scale, The Satisfaction with Life Scale, and The Positive and Negative Affect Schedule. Factor structure of the EPPS and its reliability and validity coefficients were examined. Several analyses including reliability analysis, exploratory factor analysis, hierarchical regression analyses and MANOVA were conducted to confirm EPPS's factor structure and psychometric strength. Obtained results suggested that EPPS is a psychometrically sound measure to evaluate the effectiveness of psychoanalytic work.












