Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorGÜN, MUHAMMED BATUHAN
dc.date.accessioned2024-01-09T08:26:57Z
dc.date.available2024-01-09T08:26:57Z
dc.date.issued2023en_US
dc.date.submitted2023
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12507/1964
dc.description.abstractİdarelerin tüm işlemleri yargının denetimine tabidir. İdari yargı, idarenin yaptığı işlemlerin hukukilik ilkesine uygun olmasını teminat altına alan yargı alanıdır. Genel anlamda idari yargının konusunu ilgilendiren davalar, idari dava olarak tanımlanmaktadır. İdari Yargılama Usul Kanunu idari davaları üç çeşit kategoriye ayırmaktadır. Bunlardan ilki idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlık davalarıdır. Öte yandan iptal davaları ve tam yargı davaları olmak üzere toplamda üç çeşit kategoride idari dava yer almaktadır. İdari işlemin kurucu unsurları olan ‘sebep, ‘konu, ‘usul’, ‘yetki’, ‘şekil’ ve ‘amaç’ unsurları yönünden idarenin işlemlerinin hukuka uygun olması gerekmektedir. İdari iş ve işlemlerin kurucu unsurları yönünden hukuka uygunluk sağlandığı takdirde kamu otoritesini elinde tutan yürütme organının keyfi davranması önlenir ve anayasal açıdan güvence altına alınması sağlanır. İdari Yargılama Usul Kanunu’nda; Bölge İdare Mahkemeleri, Vergi Mahkemeleri, Danıştay ve İdare Mahkemeleri’nin, esasa ve yürütmeye yönelik kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye ve eylem/eylemlerde bulunmaya mecburdur. İdari Yargılama Usul Kanunu 28. Maddesinde yargı kararlarının uygulanmasında idareye 30 günlük süre verilmiştir. Bu süre yargı kararının idareye tebliğinden itibaren başlayacaktır ancak bu sürenin idareye verilen bir hazırlanma süreci olduğunu da unutmamak gerekir. Zira burada esas olan yargı kararlarının gecikmeksizin uygulanarak adaletin bir an evvel tecelli etmesi amaçlanmaktadır. Anayasa'nın 138. Maddesinin 4. Fıkrasında; İdareler, Yasama ve yürütme organlarının mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğunu belirtmektedir. Uymak zorunda olduğu kararların hiçbir surette değiştirilemez olduğu da yine aynı kanun maddesinde düzenlenmiştir. Mahkemeler tarafından verilmiş olan yargı kararlarının uygulanması, Anayasa metninden de anlaşılacağı üzere yasal bir zorunluluktur. Uygulamada yargı kararlarının uygulanmaması, uygulanıyorsa da gereği gibi uygulanmaması ya da kararın şeklen uygulanması gibi problemlerle çokça karşılaşılmaktadır. Kural olarak idari dava açılmış olması, yapılan idari işlemi ortadan kaldırmayacaktır. İdari yargı kararlarının uygulanmaması halinde İdari Yargılama Usul Kanunu 28/ 3 ve 28/4 maddelerinde idare aleyhine manevi ve maddi tazminat davası açılabileceği belirtilmiştir. Tazminat davası, kişilerin manevi açıdan tatmin olmasına hizmet etmekte ise de hüküm ve sonuçları bakımından yargı kararlarının uygulanmamasını engellememektedir. İdari davaya konu olan idari işlemin yürütülmesinin durdurulması hakkında karar verilmiş olması ya da idari işlemin iptaline karar verilmiş olması hallerinin bazı durumlarında, idare tarafından yeni bir işlem yerine getirilmesi gerekmektedir. Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açıktır. Ancak yargı kararlarının uygulanmaması ya da eksik uygulanması veyahut şeklen uygulanması halinde ise mağduriyet ortadan kalkmamış olacaktır. İşlemleri yerine getirmesi gereken kişi ise devletin ilgili memurlarıdır. Devletin ilgili memurlarınca iptal işlemleri gereği gibi kanunun lafzına uygun uygulamadığı ya da mahkemelerin verdiği kararları gereği gibi uygulanmadığı takdirde idari yargı organınca verilmiş olan kararın bir önemi kalmayacaktır. Bu bağlamda tez çalışmasında; İdari yargı kararlarının idare tarafından gereği gibi uygulanmamasındaki sorunlar, Fransa’daki Conseil d’Etat tarafından verilen Astreinte Yetkisi, İngiltere’deki Mandamus ve Declaration uygulamaları, yargısal emir ve cezalandırıcı tazminat kavramları ışığında yargı kararlarının uygulanmaması durumunun çözüm yolları incelenecektir. Bu çerçevede sonuç olarak yargı kararlarının uygulanmaması sebebiyle hükmedilen tazminat tutarının azlığı gerekçesiyle cezalandırıcı tazminatın veya yargısal emirle verilen yargısal para cezasının gerekliliği, yargı kararlarını uygulamayan kamu görevlisi hakkında soruşturma izni alma müessesinin ayrıcalıklı tutularak özel kanuni düzenlenme yapılması, hakları ihlal edilmiş olanlar tarafından ne gibi usuller izlenerek yargı kararlarını uygulatabileceği hakkında İdari Yargı Kararlarının Uygulama Usul Kanunu’nun çıkartılmasının gerekliliği kaleme alınmıştır.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherÇağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleİDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMAMASININ HUKUKİ SONUÇLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİen_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.contributor.departmentHukuk Fakültesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster