İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMAMASININ HUKUKİ SONUÇLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Özet
İdarelerin tüm işlemleri yargının denetimine tabidir. İdari yargı, idarenin yaptığı
işlemlerin hukukilik ilkesine uygun olmasını teminat altına alan yargı alanıdır. Genel
anlamda idari yargının konusunu ilgilendiren davalar, idari dava olarak
tanımlanmaktadır. İdari Yargılama Usul Kanunu idari davaları üç çeşit kategoriye
ayırmaktadır. Bunlardan ilki idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlık davalarıdır. Öte
yandan iptal davaları ve tam yargı davaları olmak üzere toplamda üç çeşit kategoride
idari dava yer almaktadır. İdari işlemin kurucu unsurları olan ‘sebep, ‘konu, ‘usul’,
‘yetki’, ‘şekil’ ve ‘amaç’ unsurları yönünden idarenin işlemlerinin hukuka uygun olması
gerekmektedir. İdari iş ve işlemlerin kurucu unsurları yönünden hukuka uygunluk
sağlandığı takdirde kamu otoritesini elinde tutan yürütme organının keyfi davranması
önlenir ve anayasal açıdan güvence altına alınması sağlanır. İdari Yargılama Usul
Kanunu’nda; Bölge İdare Mahkemeleri, Vergi Mahkemeleri, Danıştay ve İdare
Mahkemeleri’nin, esasa ve yürütmeye yönelik kararlarının icaplarına göre idare,
gecikmeksizin işlem tesis etmeye ve eylem/eylemlerde bulunmaya mecburdur. İdari
Yargılama Usul Kanunu 28. Maddesinde yargı kararlarının uygulanmasında idareye 30
günlük süre verilmiştir. Bu süre yargı kararının idareye tebliğinden itibaren başlayacaktır
ancak bu sürenin idareye verilen bir hazırlanma süreci olduğunu da unutmamak gerekir.
Zira burada esas olan yargı kararlarının gecikmeksizin uygulanarak adaletin bir an evvel
tecelli etmesi amaçlanmaktadır. Anayasa'nın 138. Maddesinin 4. Fıkrasında; İdareler,
Yasama ve yürütme organlarının mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğunu
belirtmektedir. Uymak zorunda olduğu kararların hiçbir surette değiştirilemez olduğu da
yine aynı kanun maddesinde düzenlenmiştir. Mahkemeler tarafından verilmiş olan yargı
kararlarının uygulanması, Anayasa metninden de anlaşılacağı üzere yasal bir
zorunluluktur. Uygulamada yargı kararlarının uygulanmaması, uygulanıyorsa da gereği
gibi uygulanmaması ya da kararın şeklen uygulanması gibi problemlerle çokça
karşılaşılmaktadır. Kural olarak idari dava açılmış olması, yapılan idari işlemi ortadan
kaldırmayacaktır. İdari yargı kararlarının uygulanmaması halinde İdari Yargılama Usul
Kanunu 28/ 3 ve 28/4 maddelerinde idare aleyhine manevi ve maddi tazminat davası
açılabileceği belirtilmiştir. Tazminat davası, kişilerin manevi açıdan tatmin olmasına
hizmet etmekte ise de hüküm ve sonuçları bakımından yargı kararlarının
uygulanmamasını engellememektedir. İdari davaya konu olan idari işlemin
yürütülmesinin durdurulması hakkında karar verilmiş olması ya da idari işlemin iptaline
karar verilmiş olması hallerinin bazı durumlarında, idare tarafından yeni bir işlem yerine
getirilmesi gerekmektedir. Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin her türlü işlem ve
eylemlerine karşı yargı yolu açıktır. Ancak yargı kararlarının uygulanmaması ya da
eksik uygulanması veyahut şeklen uygulanması halinde ise mağduriyet ortadan
kalkmamış olacaktır. İşlemleri yerine getirmesi gereken kişi ise devletin ilgili
memurlarıdır. Devletin ilgili memurlarınca iptal işlemleri gereği gibi kanunun lafzına
uygun uygulamadığı ya da mahkemelerin verdiği kararları gereği gibi uygulanmadığı
takdirde idari yargı organınca verilmiş olan kararın bir önemi kalmayacaktır. Bu
bağlamda tez çalışmasında; İdari yargı kararlarının idare tarafından gereği gibi
uygulanmamasındaki sorunlar, Fransa’daki Conseil d’Etat tarafından verilen Astreinte
Yetkisi, İngiltere’deki Mandamus ve Declaration uygulamaları, yargısal emir ve
cezalandırıcı tazminat kavramları ışığında yargı kararlarının uygulanmaması durumunun
çözüm yolları incelenecektir. Bu çerçevede sonuç olarak yargı kararlarının
uygulanmaması sebebiyle hükmedilen tazminat tutarının azlığı gerekçesiyle
cezalandırıcı tazminatın veya yargısal emirle verilen yargısal para cezasının gerekliliği,
yargı kararlarını uygulamayan kamu görevlisi hakkında soruşturma izni alma
müessesinin ayrıcalıklı tutularak özel kanuni düzenlenme yapılması, hakları ihlal edilmiş
olanlar tarafından ne gibi usuller izlenerek yargı kararlarını uygulatabileceği hakkında
İdari Yargı Kararlarının Uygulama Usul Kanunu’nun çıkartılmasının gerekliliği kaleme
alınmıştır.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [101]