Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorCANKUT, Ayhan
dc.date.accessioned2023-02-20T09:01:47Z
dc.date.available2023-02-20T09:01:47Z
dc.date.issued2014en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12507/1873
dc.description.abstractKıbrıs meselesi çok uzun bir geçmişi olan, zor ve karmaşık bir sorundur. Bu yüzden 1950’li yıllardan itibaren Türkiye gündeminin başında yer alan bu mesele ne yazık ki hala çözülebilmiş değildir. Kıbrıs meselesi, Türk Yunan sorunlarının da başında yer almaktadır. Türkiye’de tüm kamu kurum ve kuruluşları ile fertlere kadar mal olan Kıbrıs, bu vasfıyla bütün Türk halkını ilgilendiren milli bir meseledir. Rum-Yunan ikilisinin, “Enosis” emellerini halen sürdürüyor olmaları, Kıbrıs Türklerinin uluslar arası antlaşmalardan doğan haklarını tanımamaları, onlara uyguladığı ekonomik ambargo ve uluslar arası alanda uyguladığı yıkıcı propaganda ve meselenin çözümü hususunda sergilediği uzlaşmaz tutum, bu sorunun daha uzun süre devam edeceğini göstermektedir. Yunanistan, Avrupalı büyük devletlerin ve ABD’nin desteğini alarak Kıbrıs’ı ilhak etmek istemektedir. Bu maksatla Avrupa Birliği (AB) üyeliğini baskı aracı olarak kullanmaktadır. Avrupalı devletler ise her zamanki taraflı tutumlarını bu konuda da değiştirmeyerek, Türkiye ile AB arasında sürdürülen üyelik müzakereleri kapsamında ön şart olarak ileri sürmektedir. Kıbrıs, Doğu Akdeniz’i ve Ortadoğu’yu kontrol eden stratejik bir konuma sahiptir. Bu özelliği sebebiyle, Akdeniz ticaretini elinde bulundurmak ve Ortadoğu bölgesindeki zengin petrolkaynaklarını kontrol etmek isteyen büyük devletler ada üzerinde söz sahibi olmayı amaçlamaktadırlar.1 Bu durum da ada üzerinde güç mücadelesini beraberinde getirmektedir. Sorunun bunca zaman sürmesi ve halen çözüme kavuşturulamamış olması ve uluslar arası bir sorun haline gelmesinin başlıca sebebi bu mücadeledir. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının menfaatlerinin korunabilmesi ve meselenin hakkaniyetli bir çözüme kavuşturulması için Kıbrıs sorununun sebeplerinin doğru tahlil edilmesi gereklidir. Kıbrıs meselesinin kökeni, Kıbrıs’ı “Büyük Yunanistan’ın” sınırları içerisinde gösteren ilk “Megali İdea” haritasına dayanmaktadır. Söz konusu harita 1791 yılında çizilmiş olup, 1796 yılında yayımlanmıştır. Megali İdea düşüncesi doğrultusunda gelişen Yunan milliyetçiliği Kıbrıslı Rumları da etkilemiştir. Bunun sonucunda, Mora isyanıyla eşzamanlı olarak Kıbrıslı Rumlar da 1821yılında, Enosis maksatlı bir ayaklanma hazırlığına girişmişlerdir. Ancak bu girişimleri, dönemin Valisi Küçük Mehmet tarafından eyleme dönüşemeden tespit edilerek önlenmiştir.2 Osmanlı Devleti, 4 Haziran 1878 tarihinde İstanbul’da imzalanan anlaşma neticesinde adanın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye devretmiştir.3 Bu durumu fırsat bilen Rumlar, bu tarihten itibaren faaliyetlerini artırmaya başlamıştır. Giderek tırmanan Enosis hareketleri 1950’li yılların başında en üst seviyeye ulaşmıştır. Kıbrıs meselesinin daha iyi anlaşılabilmesi için, kısaca Kıbrıs tarihinin incelenmesi, Megali İdea ile Enosis’in ne manaya geldiğinin iyi kavranması ve olayların bu çerçevede değerlendirilmesi uygun olacaktır. Ayrıca stratejik önemi nedeniyle bölgede emelleri olan dünyanın tüm büyük devletlerin de dikkatini çeken Kıbrıs’ın, Türkiye ve diğer devletler açısından neden önemli olduğunun ortaya konması da gereklidir.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleKIBRIS MESELESİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE ULUSLARARASI HALE GELME SEBEPLERİen_US
dc.typearticleen_US
dc.contributor.departmentİktisadi ve İdari Bilimler Fakültesien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster