Ceza muhakemesi hukukunda bilirkişilik
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında Libya’nın rolü ve etkisi(Çağ Üniversitesi, 2011) Yaycı, CihatAfter Libya claimed Exclusive Economic Zone (EEZ) and declared a reciprocal agreement, I thought that we could use diagonal lines and there could be a delimitation agreement of the maritime jurisdiction areas between Turkey and Libya complying with international law. This paper examines and assesses this statement from the academic point of view.Öğe Finansallaşma sürecinde Türk bankacılık sektörü kredi göstergelerindeki gelişmeler(UBAK ULUSLARARASI BİLİMLER AKADEMİSİ, 2019) Kandemir, Şenol; Kandemir, CanolTürk Bankacılık Sistemi mevduat bankacılığı ağırlıklı olarak faaliyet göstermektedir. Sektör, esas olarak mevduat yükümlülüğü yaratmakta, varlık tarafında ise, kredi ve menkul değer varlıkların ağırlıkta olduğu gözlenmektedir. Başlıca finansal varlık kredidir. Kredi portföyünün aktifler içindeki büyüklüğü önemini korumakla birlikte, yıllık artış hızı genellikle azalma göstermektedir. Yıllık artış hızı, 1990’ların sonunda % 60’lar seviyesindeyken, günümüzde % 20’ lere kadar düşmüştür. Bu durum, uygulanan ekonomi politikası ile yakın ilişkili olmakla birlikte esas olarak özel kesimin kredilere olan bağımlılığındaki azalma olarak da görülebilmektedir. Krediler içinde, işletme kredilerinin payı tüketici kredileri ve kredi kartlarının altında seyretmiştir. 1980’ lerin başındaki değişimden sonra hızla önemini kaybeden tarım sektörünün, kredilerden aldığı pay da ivmesini arttırarak düşmüştür. Sanayi sektörünün kredilerden aldığı pay da sürekli olarak azalma göstermektedir. Bu durum, bankacılık kesiminin giderek sanayi kesiminden uzaklaştığını, sanayi sektörünün gereksinim duyduğu kaynağı bulabilmek için alternatif finansman yollarına gittiğini göstermektedir. Türk Finans Sisteminde yaşanan finansallaşma özelinde de, kredilerin sektörel dağılımda en dikkat çeken gelişme bireysel krediler ve kredi kartlarında görülmektedir. Tüketici kredileri içinde konut kredilerinin aldığı pay çok yüksektir (Yaklaşık % 40). Bu durum inşaat sektörünün/konutun, Türkiye'de yaşanan finansallaşma sürecinin en önemli kanallarından biri olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle konut, finansallaşma döneminde, Türkiye'de hane halklarının borçlanmasının en önemli mecralarından biri olmuştur. Finansallaşma döneminde bireysel bankacılığın ön plana geçmesinin bir diğer önemli göstergesi kredi kartlarıdır. Kredi kartları da tüketici kredileri gibi tüketici harcamalarının artışını sağlayan bir başka önemli unsur olmuştur. Türkiye Bankalar Birliği verileri bu alandaki büyümenin aşırı boyutta olduğunu göstermektedir. Hanehalklarının bu yolla finans sektörüne yapılan gelir aktarımları çok yüksek boyuttadır.Öğe Türk bankacılık sistemi’nin dönüşümünde hukuksal çerçevenin gelişimi(2019) Kandemir, ŞenolTürkiye Ekonomisi’nin neoliberal döneminde (1980-2001) Türk Bankacılık Sistemi’nde yaşanan çarpıcı değişimde hukuksal açıdan iç içe geçen iki önemli olgu dikkate alınmak durumundadır. Gerçekten de bankacılık sisteminde söz konusu büyük değişim öncesi sağlam bir hukuksal altyapı oluşturulmamış ve giderek finansal serbestleşme sürecinde hukuk sistemi sosyal ve ekonomik gelişmeye ve hatta değişime karşı bir ayak bağı olarak görülmüştür. Nitekim 1980’lerde yürürlüğe konan Türkiye’deki finansal serbestleşme uygun bir kurumsal ve hukuksal ortam tam anlamıyla oluşturulmadan başlatılmış ve sürdürülmüştür. Böyle olgunlaşmamış bir ortam bankaları riskli karar alma davranışına sürükleyen etkenlerin başında gelmiş ve bu çerçevede bir yandan bankalar yasal boşlukları kullanarak mevduat topladığı gibi kredi vermede de riskli uygulamalara girişmiş, öte yandan bankacılık sisteminde mevduat sahipleri ve yatırımcılar yeterli ve doğru bilgiye ulaşmakta güçlük yaşamıştır. Özellikle (1980-1982) altdöneminin sonunda patlayan banker krizi önemli bir ders ortaya çıkarmış ve böylelikle piyasa ekonomisinin bir kurallar ve kurumlar bütünü olduğunu, bu bütünlüğün fiyatların hızla ve denetimsizce serbest bırakılması ile kendiliğinden oluşmadığını göstermiştir. Bu noktadan hareketle, kamu otoriteleri finansal serbestleşme sürecinin başında piyasalarda fiyat belirleme mekanizmasını serbestleştirmeden önce piyasa mekanizmasının kurumsal ve hukuksal önkoşullarını tam olarak oluşturmuş olsa idi, sonuç olarak ortaya çıkan sosyal ve ekonomik sorunların bir bütün olarak topluma daha düşük maliyet yükleyerek atlatılabileceği savunulmaktadır. Araştırma döneminde, sistemdeki hukuksal ortamın tepkisel ve yaşanan olaylar sonrası biçimlendirilmesi ve kurumlaştırılması dolayısıyla finansal serbestleşme çerçevesindeki köklü ekonomik ve sosyal değişim politikaları uygun bir hukuksal yapı içinde uygulanamamış ve hukuksal gelişmeler iktisadi olayları çok geriden izlemek zorunda kalmıştır. Hukuk sistemini makroekonomik ve sosyal politikalara uygun bir finansal serbestleşme uygulaması başlatmadan önce planlayıp oluşturmak yerine dönemin gelişmiş batı ülkelerinde egemen olan anaakım neoliberal ideolojinin yoğun etki ve baskısı altında hukuku dışlama ve giderek onu bir hasım ya da rakip olarak görmek yoluna gidilmiş, sonuç olarak hukuk sisteminde karşılaşılan yetersizlikler ve eksiklikler başlangıçta belirlenen değişimin başarısını olumsuz yönde etkileyen temel bir etken olmuştur. Bu çalışma Türkiye’nin finansal serbestleşme deneyimi çerçevesinde finansal ekonominin finansal hukuk sistemi ile ilişkilerini ve daha geniş planda da makroekonomik ve hukuksal dinamiklerin etkileşimini ortaya koymayı amaçlamaktadır.