Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Vakıf Yükseköğretim Kurumu Personelinin Hukuki Niteliği ve Bu Personelin Ücret Gelirinin Vergilendirilmesinde 2914 Sayılı Kanun’da Öngörülen Vergi Kolaylıklarının Uygulanıp Uygulanmaması Sorunu Üzerine Bir Değerlendirme(Çağ Üniversitesi, 2022) Ay, AnılÇalışmanın birinci bölümünde vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan personelin hukuki niteliği irdelenmiştir. Bu irdeleme, yükseköğretim mevzuatı ve yüksek mahkemelerin kararları göz önüne alınarak yapılmıştır. Buna göre vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarının idari hizmet sözleşmesiyle çalışan kamu görevlisi niteliğinde personel olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan idari personelin hukuksal niteliğinin belirlenmesinde güçlükler yaşanmaktadır. Çünkü yükseköğretim mevzuatı, özellikle bu kapsamdaki personelin niteliğini belirleme konusunda, açık düzenlemeler ortaya koymamaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise vakıf yükseköğretim kurumu personelinin ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde 2914 sayılı Kanun’da düzenlenen vergi kolaylıklarının uygulanıp uygulanmayacağı konusu üzerinde durulmuştur. Bu konuda birtakım vergi idarelerinin muhtelif zamanlarda verdikleri sirküler ve özelgeler de göz önüne alınarak ilgili vergi kolaylıklarının vakıf yükseköğretim kurumları personeli için de uygulanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.Öğe DENIZ ALANLARININ SINIRLANDIRILMASI HUKUKU VE DOĞU AKDENIZ(2022) DOĞRU, SamiSoğuk Savaş dönemi sonrası değişen küresel ve bölgesel konjonk tür, buna bağlı olarak 2011 yılında başlayan Suriye iç savaş ile son dö nemde keşfedilen hidrokarbon kaynakları Doğu Akdeniz bölgesinin önemini artırmıştır. Bölgede yaşanmakta olan gelişmeler Akdeniz hav zasındaki enerji tablosunu olduğu gibi bölgesel dinamikleri de önemli ölçüde değiştirecek niteliktedir. Diğer taraftan, Kıbrıs Uyuşmazlığının denizlere yayılmasının bir sonucu olan bölgedeki hidrokarbon kaynak larının paylaşılması sorunu sahildar ülkeler arasında işbirliği ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede, Türkiye’nin sahildar ülkelerle kuracağı iyi ilişkiler ile bölgede tekrar başat duruma gelmesi, hem Doğu Akdeniz’de hidro karbon kaynaklarının adil paylaşımını temin edecek deniz alanlarının sınırlandırılmasına yönelik bir anlaşmanın yapılabilmesini hem de di ğer sorunların ulusal çıkarlarımıza uygun çözülmesini temin edecektir. Bu çalışmada Doğu Akdeniz’de sahildar devletler arasında yapılacakÖğe Çok boyutlu bir muhasebenin ideolojisi: muhasebenin finansallaşmamasi(2021) Kandemir, CanolMuhasebe ekonominin bir uzantısı olarak ekonomik sürece aracılık etmekte, ekonomik sürecin en önemli oyuncuları olan şirketlerin toplum içindeki işlevleri ve faaliyetlerinin doğası ve kapsamı devletlerin ve ulusların benimsediği ekonomik düşünce ve ilkelere göre tanımlanmaktadır. Şirketler sosyal sorumluluğu olmayan ticari kişilikler olarak görüldüğünde amaç fonksiyonu kar ve hissedar refahı maksimizasyonu olan kuruluşlara dönüşmekte, ancak toplumun ve doğanın üzerinde dolaylı ya da dolaysız etkiler bıraktığı için zorunlu olarak birçok sosyal sorumluluğu olan muhasebe kişilikleri olarak ele alındığında ise, amaç fonksiyonu net fayda maksimizasyonu (faydalar-maliyetler) olan kurumsal yurttaşlar olarak nitelenmektedir. Şirketlerin sosyalleşmesi yarattığı toplam değerin gösterilmesi amacıyla ekonomik ve finansal etkilerin sosyal, çevresel (dışsal) ve kültürel etkiler ile bütünleştirilmesini, bu durum ise ilk olarak dışsallıkların (sosyal fayda ve maliyetlerin) kayıt altına alınmasını gerektirmektedir. Sosyal muhasebe tek boyutlu finansal muhasebeyi çok boyutlu bir uygulamaya dönüştürerek gerek kar amaçlı olan, gerekse kar amaçlı olmayan kuruluşlar için toplum ve devlet ile başka bir saydamlık, hesap verilebilirlik ve katılımcı demokrasi ilişkisi oluşturmaktadır. Son tahlilde, sosyal muhasebenin uygulanabilirliği doğrudan doğruya şirketlerin amaç fonksiyonlarını dayandıracağı ekonomik düşüncelere ve ilkelere bağlı olmakta, bireysel kar ve refah maksimizasyonu ya da sosyal kar ve refah maksimizasyonu ile finansallaşma ya finansallaşmama arasında yapılan seçimler uygulanacak muhasebenin finansal ya da sosyal olmasını da belirlemektedir.Öğe Sosyal muhasebenin uygulanabilirliği üzerine düşünceler(2021) Kandemir, CanolSalt ekonomik işlemleri kayıt altına alarak muhasebe kişiliklerinin (şirketlerin) yarattığı toplam etkiyi ve değeri gösteremeyen finansal muhasebe, 1980’lerden sonra aşırı finansallaşma sürecinde salt hissedar refahının maksimizasyonunu amaçlamış, örgütsel davranıştan etkilenen diğer çıkar sahiplerini, toplumu ve doğayı büyük ölçüde görüş alanının dışına çıkarmıştır. Küreselleşmeye, neoliberalizme ve özellikle finansallaşma süreçlerine yapısal uyum zorunluluğundan kaynaklanan sözü edilen yapısal finansal muhasebe yetersizliği sosyal muhasebe uygulamaları aracılığıyla aşılabilmiştir Bu bağlamda, muhasebe şirketlerin yarattığı toplam etkiyi ve değeri gösterebilmiş, neredeyse tüm toplumdan oluşan bir çıkar sahipleri topluluğu oluşturmuş, yönetimi tek yönlü olarak sermaye sahiplerine (hissedarlara) bağımlı olmaktan kurtarmış, sermaye sahiplerine ek olarak topluma ve giderek gelecek kuşaklara karşı bile şirket başarımı ile ilgili hesap verilebilirlik, katılım ve saydamlık süreçlerini etkin ve sahici biçimde işletmiştir. Son tahlilde, eleştirel ve sosyal muhasebe yaklaşımları ve uygulamaları ekonomik ve sosyal gerçekliği daha yeterli biçimde yansıtan bir muhasebe gerçekliği inşa etmektedir. Böylece muhasebe sosyal, çevresel ve ekonomik değişim sorunlarının çözümünde sosyal, ekonomik, politik ve kurumsal bir uygulama ve meslek olarak toplum ve insanlık katında güvenilir ve adil bir hakem ya da aracı işlevi üstlenebilmektedir. Bu araştırma ile sosyal/tarihsel olgular ve örnek olaylar çerçevesinde, salt finansal olmayan muhasebelerin ve özelde sosyal muhasebenin tüm önemli üstünlükleri ve zayıflıkları ile birlikte hem teorik, hem de pratik olarak gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilebilir olduğunu ve sadece sosyal ekonomiye değil, genel ekonomiye de uygulandığını ve uygulanabileceğini göstermek amaçlanmıştır.Öğe Vergi Etiği Açısından Vergi Afları(2018) Özgüven, Ali VolkanTürkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesinde, herkesin mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu ve vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının, maliye politikasının sosyal amacı olduğu ifade edilmektedir. Buna karşın, ülkemizde vergi aflarına sıklıkla rastlanılması bir olgudur. Vergi aflarının; vergi adaleti, vergi etiği ve vergi mükelleflerinde bulunması gereken vergi bilinci bakımından sakıncaları yıllardır tartışılagelmektedir. Bu çalışmada, vergi aflarının; eşitlik, etik ve vergi bilinci kavramlarıyla ilişkisi incelenecektir. Kısa vadede devlete büyük çapta gelir getiren bu uygulamaların, uzun vadede bahse konu değerleri zedelemesi nedeniyle, vergi bilinci ve vergi gelirlerini azaltıcı etkisi üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede, problem hem etik, hem de vergi gelirleri açısından değerlendirilecektirÖğe Deni?z haydutlarinin yargilanmasi sorunu: uluslararasi hukuk ve türk mevzuatı(2019) Doğru, SamiDeniz haydutluğu uluslararası hukuku ihlal eden ve bütün devletlerin üzerinde yargı yetkisini kullanabileceği bir suçtur. Deniz haydutluğu eylemleri, her ne kadar uluslararası toplumun, çerçevesi 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (1982 BMDHS) ve diğer uluslararası sözleşmelerle belirlenen mücadelesi ile geçmişte asgariye indirilse de, 2008 yılında Somali sahillerinde ve Aden Körfezi’nde saldırıların tekrar artmasıyla uluslararası ilginin odağı haline gelmiştir. Deniz haydutlarına karşı uluslararası toplumun bölgede yürüttüğü mücadele deniz haydutluğu eylemlerini azaltmakla beraber, yakalanan deniz haydutlarının yargılanmasında yaşanan sorunlar nedeniyle deniz haydutları uluslararası deniz taşımacılığına yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı, öncelikle deniz haydutlarının yargılanması konusundaki -evrensel yargı yetkisi dâhil- uluslararası hukuk kurallarını incelemektir. Bu kapsamda, önce deniz haydutluğu tanımından kaynaklanan sorunlar tartışılacak, sonra deniz haydutlarının yargılanmasını düzenleyen, Türkiye dâhil, devletlerin iç hukuk kuralları incelenecektir. Ayrıca, bu sorunların giderilmesine yönelik bazı önerilerde bulunulacaktır.Öğe Finansallaşma oyununda Türk bankacılığı: 1980-2007 Döneminde Kazanan Mıdır, Kaybeden Midir?(2020) Kandemir, Şenol; Kandemir, CanolBu çalışmanın amacı Türk bankacılık endüstrisinin finansallaşma oyunundan nasıl etkilendiğini ortaya koymaktır. Çalışma için Granger nedensellik sınamasına başvurulmış ve finansallaşmanın ve giderek aşırı finansallaşmanın (balonların) neredeyse dizginsiz biçimde yaşandığı benzersiz bir zaman dilimi olması dolayısıyla araştırma dönemi olarak özellikle seçilen 1980-2007 döneminin yıllık verileri kullanılarak sözü edilen döneme özgü önemli tarihsel olguların ortaya konulması istenmiştir. Kurulan VAR modellerinin bağımlı değişkenleri bankacılık sisteminin karlılık düzeyi ve toplam kredi hacmi iken, bağımsız değişkenler finansal derinleşme oranı, dış kredi yıllık faiz oranları, döviz tevdiatları ve devlet borçlanma senetlerinin yıllık bileşik faiz oranları olarak belirlenmiştir. Çalışmanın bulguları, finansallaşma oyununda Türk bankacılık endüstrisinin 1990’lara kadar kamunun ana finansörü olmanın rahatlığına dolayısıyla uluslararası piyasalarda bilinçli bir oyuncu olarak davranamadığını, 1990’lardan sonra ise uluslararası finansal piyasalardaki olumlu faiz farklılıklarının desteğiyle önce uluslararası piyasalardan borçlanarak ve sonrasında uygun dış kredileri yurtiçi tüketici ve yatırımcılara kullandırarak bu süreçten yarar sağladığını göstermiştir. Son tahlilde, küresel ve ulusal finansal sermayenin bir bileşeni ve net bir borçlanıcı olarak Türk bankacılık endüstrisi, bir yandan faiz arbitrajı fırsatlarına ek olarak döviz tevdiatları ve finansal araçlara yatırımlardaki eşzamanlı artışlar yoluyla finansallaşma oyununun kazananlar kulübünde yer alabilmiş, öte yandan kredi arzını arttırmak yoluyla finansal derinleşmeyi desteklemiş görünmektedir.Öğe Üniversitelerin stratejik planlarının birbirleriyle karşılaştırmalı olarak incelenmesi (akdeniz bölgesi devlet ve vakıf üniversiteleri örneği)(2018) Köroğlu, VeliDevlet Planlama Teşkilatı (DPT) Stratejik Planlama Kılavuzuna göre Akdeniz Bölgesindeki Üniversitelerin (9 Devlet ve 5 Vakıf Üniversitesi) 2015 yılı sonu itibariyle geçerli olan stratejik planlarının incelenmesi, tek tek ve birbiriyle karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Bilimsel öncü kuruluşlar olarak kabul edilen üniversitelerin hazırladıkları stratejik planlar diğer kuruluşlara ana kaynak olarak örnek olacaktır. Bu çalışma “nitel araştırma” deseninde “doküman inceleme” metoduyla “bilimsel analiz” yapılarak ve “kıyaslama tekniği” kullanılarak hazırlanmıştır. Stratejik planlama dokümanlarının hazırlık dönemi, durum analizi, geleceğin ele alınması, maliyetlendirme ve izleme-değerlendirme bölümleri doküman analizi olarak incelenmiştir. Sonuçların DPT Kılavuzuna uygunluğu birbiriyle kıyaslanmış, eksiklikler belirtilmiş ve geleceğe yönelik diğer çalışmalar için önerilerde bulunulmuşturÖğe Dünyanın stratejik sorunlarından birisi (çevre sorunlarına çözümler bulmak: çevresel etki değerlendirmesi: ÇED)(2018) Köroğlu, VeliStratejik konulardan birisi de, çevrenin kirletilmesine karşın dünya çapında topyekûn olarak çareler bulma çalışmalarıdır. Çevre sorunları arttıkça 20nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren çevre ve çevre hakkının önemi anlaşılmıştır. Çevre sorunları dünyanın geleceği ile çok yakından ilgilidir. Çevre sorunları başta insan olmak üzere tüm canlıları ve cansızları içeren ekosistemin, biyolojik çeşitliliğin ve organizmaların yaşamını olumsuz etkilemektedir. Benzer sorunlar sadece dünyayı, kıtaları, ülkeleri ve bölgeleri değil, Türkiye’nin Çukurova Bölgesini ve özellikle Tarsus’u da etkilemektedir. Tarsus’ta çevre sorunları ile ilgili uygulamalı bir çalışma Çevre Hakkı ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) esasları çerçevesinde yapılmıştır. ÇED hazırlanmasına rağmen kurulacak “Endüstriyel Katı Atık Bertaraf Tesisi” halkın itirazı üzerine yetkili makam olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca iptal edilmiştir. Konuya ait çalışmada bölgedeki yetkililerle anket çalışması yapılmış olup, halkın itirazının haklı olduğu sonucu ortaya çıkmıştırÖğe Stratejik düşüncenin sanayi verimliliğine etkileri ve türk sanayisinin tarihsel dönemleri(2018) Köroğlu, VeliVerimlilikte stratejik düşünce konusunda ve projeler için uygun stratejinin seçiminde birçok evrimin, değişimin ve gelişmenin etkisi bulunmaktadır. İşletmelerin sanayideki gelişim safhaları kesik kesik ve uzun vadeli oluşmaktadır. İşletmelerin büyüme olgularını hem dünyada hem de Türkiye’de katılımcı vizyon ve strateji uygulamalarıyla görmekteyiz. İşletmelerin stratejik gelişmeleri çevresel şartlar, yürütülen faaliyetler, kararlar ve stratejik yönetime bağlı olarak görülmektedir. Türkiye’de de endüstriyel ve ekonomik büyümeler benzer şekilde bütünleştirilmiş vizyon ve stratejik kararlar sonucu meydana gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra Atatürk’ün ve diğer liderlerin bütünleşik vizyonu, stratejik düşünceleri, politikaları, umutları, başarıları ve heyecanları ekonominin, sanayinin ve verimliliğin geliştirilmesini etkilemiştir. Günümüzde de bu konulara ülkemizde çok önem verilmektedir. Türkiye Cumhuriyetimizin teknoloji ürün ihtiyaçlarının dış kaynaklara muhtaç olmadan karşılanması gereklidir. Üretilenlerin yurt dışı pazarlarda da satılarak ekonomik gücümüzün devamlı yükseltilmesi vazgeçilemez stratejik hedeflerimizden birisi olmalıdır.Öğe Stratejik önemi olan bir organizasyonda gerçekleştirilen değişim projesine karşı direnç ve direncin nasıl kırıldığını gösteren örnek çalışma(2017) Köroğlu, VeliBilgisayar teknolojilerinin, internetin, haberleşmenin, ulaşımın, üretimin ve tüketim alışkanlıklarının yeni boyutlar kazanmasıyla organizasyonlarda meydana gelen yenilikler sonucunda “değişime direnç” başlamaktadır. Değişime çevrenin etkisi, değişimin devamlı olması, stratejik bir vizyona dayanması ve çalışanların davranışı önem arz etmektedir. Gerçek bir organizasyonda meydana gelen değişiklikler ve yenilikler örnek olarak ele alınmıştır. Konuyla yakın ilgisi nedeniyle “değişim yönetiminin alternatifi (alterasyonu)” konulu makaleden faydalanılmış ve örnek matriks çizelge irdelenmiştir. Her değişimde olduğu gibi organizasyonlardaki değişimlere ve yeniliklere karşı çalışanlar tarafından direnç gösterilmektedir. Makalemizde değişime direncin nedenlerine, bu direncin ortadan kaldırılmasına ait yöntemler ele alınmıştır.Öğe Jeopolitik ve jeopolitik ilminin nüfus unsuru açısından türkiye avrupa birliği ilişkileri(Çağ Üniversitesi, 2004) Köroğlu, VeliBu makalede; genel olarak jeopolitiğin anlamı, tarihçesi ve teorileri özetlendikten sonra, Türkiye’nin jeopolitik önemi vurgulanmıştır. Jeopolitik görüş ve teoriler, Sanayi Devrindeki (1950 sonlarına kadar) ve Bilgi Çağındaki teorileri içerecek şekilde ele alınmıştır. Avrupa Birliğine giriş sürecinde Türkiye’nin karşılaştığı ve karşılaşabileceği sorunlar jeopolitik ilminin nüfus unsuru açısından irdelenmiştirÖğe Atatürkçü düşünce sistemi ve avrupa birliğinin düşündürdükleri(Çağ Üniversitesi, 2008) Köroğlu, VeliBu makalede Atatürkçü Düşünce Sisteminin sadece Türkiye’de değil, bütün Dünya’da geçerli evrensel bir ideoloji olduğu gerçeği vurgulanmıştır. Masa başında değil, hayatın gerçeklerinden ilham alınarak ilmin, aklın ve tekniğin rehberliğinde ortaya çıktığı anlatılmıştır. Ana hedefin, tam bağımsızlık içinde milli (ulusal) egemenlik ile bütünleşerek çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak olduğu belirtilmiştir. Atatürkçülük ideolojisinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün diğer insanlardan farklı bir çok özelliklerinin bulunduğu ve sistemin kuruluşu ile devamlılığında çok etkisi olduğu konusunda dikkat çekilmiş, konuşmalarından ve yazılarından bazı örnekler verilmiştir. İlave olarak, Atatürkçü Düşünce Sistemi ve Avrupa Birliği değerleri arasındaki uyuşan ve problem olan konular özet olarak belirtilmiştirÖğe Birinci Dünya Savaş'nda Ermenilerin isyanları ve tehcir (Sevk ve Yeniden iskan) olayı(Çağ Üniversitesi, 2005) Köroğlu, VeliOsmanlı İmparatorlugu'nun Almanya ile Birinci Dünya Savaşı'na girmesi isteğinin gerçeğe dönüşmesi üzerine Ruslar ve diğer Avrupa devletleri ile her an Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu aleyhine daha da şiddetlenerek kışkırtmaya devam etmişlerdir.Bu kampanyanın hedefi, sözde asılsız ''Ermeni Katliamı'' destek aramaktadır.Ancak bu propaganda tarihi gerçeklere ve ilmi temele dayanmayan, sadece yalan ve iftiralardan ibaret peşin yargılardır.Ermenilerin belli bölgelerde osmanlıya karşı isyanları ,devamlı artarken, Osmanlı İmparatorlugu vatandaşlarının ve ermenilerin emniyetini sağlamak ve Ermenileri güvenli bölgelere yerleştirmek ihtiyacı duymuştur. Bundan amaç ülkenin ve insanlarının güvenligini saglamak,huzur ve mutlulug saglamaktır.Öğe Adli Kontrol(Çağ Üniversitesi, 2005) Köroğlu, Veli; Odman, Tevfik M.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 109, 110, 111, 112, 113, 114 ve 115 nci maddeleri yeni olup, koruma tedbirlerinden birisi olan “Adli Kontrol” kurumunu hükme bağlamaktadır. Tutuklamanın bir türevi olan adli kontrol’un ana amacı, tutuklamanın ağır sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Uygulama sonuçları ve yargılama mercilerinin kararları konuya açıklık getirecektirÖğe Çevreci Atatürk(Çağ Üniversitesi, 2009) Köroğlu, VeliBüyüklüğü bütün dünya tarafından bilinen Mustafa Kemal ATATÜRK çok yönlü bir liderdir. Devlet Adamı, Diplomat, Komutan ve Devlet Kurucusu özellikleri yanındaki birçok konular içinde “Çevre” konularındaki eserleri de dikkat çekicidir. Türkiye Cumhuriyet’inin kurulmasıyla birlikte başta Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği ve Ankara’nın mimari yapısı yanında, ülkenin her yerinde çevrecilikle ilgili hassasiyeti ve yaptıkları dikkat çekicidir. O, çevrecilik konularında sadece Ankara ve civarı ile değil, ülkenin bütün şehirleriyle de ilgilenmiştir. Zamanımızda çevre yasalarıyla düzenlenmek istenen sorunlara, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK daha 1920’lerde el atmıştır. Bu makalede Atatürk’ün çevre konularıyla ilgili çalışmalarından, uygulamalarından ve yenileştirme faaliyetlerinden örnekler verilmiştirÖğe Örgütlerin stratejik yönetiminde vizyon ve atatürk’ün türkiye cumhuriyetini kurmak için ortaya koyduğu vizyon yönetimi(Çağ Üniversitesi, 2014) Köroğlu, VeliModernist görüşe göre işletmenin veya örgütün uzun dönemde yaşamını devam ettirebilmesi için stratejik yönetimin planlama, organize etme, yürütme ve kontrol işlevleri uygulanmaktadır. İşletmenin rekabet üstünlüğü de sağlaması ve ortalama üzerinde bir kazanç elde etmesi amaçlanmaktadır. Stratejik yönetim sürecinde, stratejilerin belirlenmesinde bir kuruluşun vizyonu; misyonu, amaçları ve hedefleri ile değerlerinin bileşkesidir. Bu çalışmada örgütlerde “vizyon” kavramı ele alınarak; vizyon yönetimi, vizyon bildirimi, paylaşılan vizyon, vizyon kaybı, vizyon oluşturma, vizyonun iletilmesi ve vizyon sahibi yöneticilerin özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir. Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK Türk İnkılabını gerçekleştirirken nihai hedefi olan bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurma vizyonunu belirlemiştir. Bunun için amaç ve hedefleri açıkça ortaya koymuş, misyonun uygulanmasında savaşarak düşmanı yurttan atmıştır. Bütün bunları yaparken günümüz stratejik yönetimindeki vizyonun bütün unsurlarını uygulamış ve 29 Ekim 1923 tarihinde bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurmuşturÖğe Akademik ortamdaki yötenicilerin otantik liderlik davranışların astların iş doyumu üzerindeki etkisinin belirlenmesine yönelik bir araştırma(2013) Köroğlu, Veli; Öztürk, İlknur; Yılmaz, ElifeOrganizasyonların yaşadığı ve bazıları dünyaca bilinen skandallar nedeniyle etik değerleri yüksek, organizasyonların çıkarlarının üzerinde tutan, özgün liderlik davranışları ile astların yaratıcılıga teşvik ve motive eden liderlere olan ihtiyaç artmaktadır. Otantik ldierlik bu arayışla geliştirilen bir liderlik tarzıdır. Bu çalışmada, batı literatüründe tanımlanmış olan ''otantik liderligin'' Çağ Üniversitesi'ndeki ögretim elemanlarının yöneticilerinin, otantik liderlik davranışlarının iş doyumuna etkisi incelenmiştir. Otantik liderlik ve öz farkındalık, bilgiyi dengeli degerlendirme ve içselleştirme ahlak anlayışı ve ilişklerinde şeffalık olmak üzere dört boyutta incelenmiştir.Araştırmada anket teknigi kullanılmıştır ve SPSS 13:00 programında analiz edilmiştir .Verilerin analizi sonucunda literatürde daha önceden yer alan otantik liderlik bileşenlerinin akademisyenler tarafından üç boyutta algılandıgı ve akademisyenlerin yöneticilerin otantik liderlik davranışlarında anlamlı bir boyutta etkilenmedikleri sonucuna varılmıştır.Öğe Meclis araştırması(Çağ Üniversitesi, 2006) Köroğlu, VeliMeclis aratırması, 1982 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 98'inci maddesi 3 üncü fıkrasında yer almıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzügünde de nasıl uygulanacağı açıklanmıştır. Bu makalede meclis araştırması incelenirken en kısa bir tarihçeden sonra Anayasa'daki ve Meclis İçtüzügündeki normlar esas alınmıştır. Bu arada bazı yabancı ülkelerin anayasalarından ve uygulama sonuçlarından örnek verilmiştir.Öğe Finansal serbestleşme düşüncesi(2019) Kandemir, Şenol; Kandemir, CanolFinansal serbestleşme para ve maliye politikası araçları ile devlet tarafından baskı altında tutulan finansal sistemin serbestleştirilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Finansal baskı araçlarının kaldırılması ve finansal piyasalarda oluşacak bütün iniş ve çıkışların arz ve talep koşullarınca belirlenmesi durumunda finansal serbestleşmeden söz edilebilmektedir. Bu çerçevede, 1980’li yıllardan bu yana geçen dönemde dünya ekonomisinde önemli değişimler yaşanmış, finans piyasalarında baskıdan serbestliğe geçiş de bu dönemin önemli değişimlerinden birisi olmuştur. Ülkeler arasında finansal hizmetler alanında görülen rekabet uluslararası sermaye hareketliliğinde büyük bir rol oynamaktadır, çünkü uluslararası sermaye finansal etkinliklerin serbestçe yürütülebildiği ülkelere akmakta, bu da devletleri serbestleştirmede rekabete yöneltmektedir. Sermayenin getiri oranlarındaki farklılıklara göre hareket etmesi spekülatif amaçlı kazançları arttırmakta, uluslararası sermaye hacmindeki artış ve hareketlilik özellikle gelişmekte olan ülkelerde makro ekonomik istikrarın sürdürülebilmesinde sorunlara neden olmaktadır