Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 72
  • Öğe
    Ivo Andric’in Drina köprüsü ile faik Baysal’ın Drina’da son gün adlı romanlarının toplumsal eleştiri bağlamında karşılaştırılması
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Uçar, Gizem
    Nobel ödüllü yazar İvo Andriç (1892-1975) Drina Köprüsü adlı eseriyle büyük ün kazanmış, 350 yıllık tarihi bir eser olan köprü etrafında, Osmanlı Devleti’nin çöküşünden, I. Dünya Savaşına kadar yaşanan insanlık dramını, toplumsal olaylara ayna tutarak kaleme almıştır. Faik Baysal (1922-2022) ise Drina’da Son Gün adlı eseriyle II. Dünya Savaşı esnasında Balkanlar coğrafyasında cereyan eden Hitler Almanya’sının istilası, Sırp ve Hırvat çetelerini örgütlenmesi sonucunda Yugoslavya Türklerinin, yaşam mücadelesini ele almıştır. Bu çalışmada, Yugoslav edebiyatına ait olan Drina Köprüsü ile Türk edebiyatına ait olan Drina’da Son Gün adlı eserleri, iki farklı ulusun toplum normları, döneme bakış açıları, belirli temalar baz alınarak Toplumsal edebiyat eleştirisi ışığında incelenmiştir. Çalışmada Toplumsal edebiyat eleştirisi hakkında bilgi verilerek, her iki eserin de birbirlerine benzeyen ve ayrılan yönleriyle ortaya konulmuştur
  • Öğe
    Mezar taşları üzerine halk bilimsel bir inceleme: Mersin örneği
    (çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) ÖZTÜRK, Ennur
    Bu çalışma, Mersin Şehir Mezarlığı'ndaki mezar taşlarının halk bilimsel açıdan değerlendirilmesini konu almaktadır. Mersin Şehir Mezarlığı'nda Müslümanların yanı sıra Yahudi ve Hristiyanların mezarları da yer almaktadır. Bu bağlamda, araştırma evreninin sergilediği kültürel çeşitlilik dikkat çekici bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Mersin Şehir Mezarlığı, Mersin ilinin en büyük mezarlığı olarak bilinmektedir. Çalışma kapsamında öncelikle yazılı ve görsel kaynak taraması yapılmıştır. Mezarlıkta yer alan 75.000 mezar taşı arasından, Latin harfli 500 mezar taşı incelemeye değer bulunmuş ve konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapmak için yeterli görülerek çalışma bu örneklemle sınırlandırılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, inceleme alanının kültürel yapısını anlamak amacıyla Mersin yöresinin tarihi, coğrafi ve demografik yapısına dair bilgi verilmiştir. Ardından, Türklerde mezar taşı geleneğini anlaşılır kılmak amacıyla, kronolojik bir yaklaşımla "İslamiyet'ten Önce Mezar Taşları" ve "İslamiyet'ten Sonra Mezar Taşları" başlıkları altında detaylı bir inceleme yapılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, Mersin Şehir Mezarlığı'ndaki Latin harfli mezar taşları halk bilimsel unsurlara göre sınıflandırılarak betimsel bir analiz gerçekleştirilmiştir. Mezar taşı yazıları, biçim, içerik, söz ve anlam sanatları bağlamında ele alınarak edebi değerleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise, sonuç kısmı ile birlikte Mersin Şehir Mezarlığı'ndaki mezar taşlarına ait yazılar ve fotoğraf seçkilerine yer verilmiştir. Bu sayede, halk sanatı ürünü olarak değerlendirilebilecek mezar taşları ve üzerlerindeki yazıların geleneksel açıdan taşıdığı değer tespit edilerek, Mersin halk kültürüne katkı sağlanması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    AHMED REŞAD’IN herkesin tanıdığı iki hanım adlı eserinin çeviri yazısı ve metin incelemesi
    (çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) BAL, Nurcan
    Tiyatro metin çevirisini temel alan bu çalışmada, Ahmed Reşad‟ın Herkesin Tanıdığı İki Hanım adlı tiyatro eseri Latin harflerine aktarılmıştır. Türk Edebiyatı tarihimizde tiyatro alanına ilişkin birçok eser yazılmıştır. Çalınmada Ahmed Reşad‟a dair ulaşılabilen bilgilere yer verilmiştir. Yazarın, Herkesin Tanıdığı İki Hanım adlı tiyatro eseri Latin harflerine aktarılmış ve ardından eser ana hatlarıyla değerlendirilmiştir
  • Öğe
    Türkçe dersi öğretim programında ve ders kitaplarında iklim değişikliği
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) MODUK, Hacer
    Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin başlıca sebebi insan kaynaklı olduğundan, bireylerin bu konudaki bilgi, farkındalık, tutum ve davranışları büyük önem taşır. Bu çalışmanın amacı, MEB onaylı 2023-2024 öğretim yılında okutulan Türkçe ders kitaplarında iklim değişikliği kavramlarının nasıl ve ne şekilde yer aldığını tespit etmektir. Araştırma, iklim değişikliği konularının ilköğretim programlarındaki ve ilköğretimde okutulan Türkçe ders kitaplarındaki durumunu ortaya koymayı hedefleyen nitel bir çalışmadır. Ayrıca, destek eğitim odası kapsamında özel yetenekli çocuklar için hazırlanan Türkçe dersi etkinlik kitapları da bu incelemenin kapsamına dâhildir. Araştırmanın verileri, MEB onaylı 2023-2024 öğretim yılında okutulan Türkçe ders kitaplarından ve Türkçe Dersi Öğretim Programından elde edilmiştir. İlgili öğretim programları ve ders kitapları, içerik analizi tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. İçerik analizi sürecinde, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusuyla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olan veriler tespit edilmiştir. Çalışmada nitel araştırma teknikleri kullanılmış olup, veriler doküman inceleme yöntemi ile toplanmıştır. Araştırma, Türkçe ders kitaplarının ve etkinlik kitaplarının iklim değişikliği temasını nasıl ele aldığını ve destek eğitim odasında özel yetenekli çocuklar için bu konuda nasıl bir eğitim sağlandığını değerlendirerek, eğitim materyallerinin çocukların çevresel bilincini artırma potansiyelini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
  • Öğe
    İLKÖĞRETİM SEVİYESİNDE DEDE KORKUT HİKÂYELERİ VE CUMHURİYET ÖNCESİ YAZARLARDAN ÇOCUKLARA HİKÂYELER ADLI KİTAPLARDA BULUNAN HALK BİLİMİ UNSURLARI
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) KAVİ, Dilek
    Bu çalışma; daha önce 100 Temel eser içerisinde bulunan, günümüzde 1000 Temel Eser arasında yer alan İslamiyet öncesi- sonrası ve Cumhuriyet Dönemi öncesi sonrasında yer alan “Dede Korkut Hikâyeleri ve Cumhuriyet Öncesi Yazarlardan Çocuklara Hikâyeler” adlı kitaplarda bulunan halk bilimi unsurlarının tespiti ve değerlendirmesini yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Söz konusu hikâyelerde halk bilimi unsurlarına yer verilip verilmediği belirlenerek, halk bilimi unsurlarının bu hikâyeler yoluyla hayatın içerisinde ne oranda yaşatıldığı ve ilköğretim düzeyindeki çocuklara gelenek-göreneklerini tanıtmak, değerlerine sahip çıkmanın önemini vurgulamak amaçlanmıştır. Halk bilimi alanında pek çok çalışma yapılmış olmasına rağmen, ilköğretim düzeyinde daha önce 1000 Temel Eser arasında yer alan, Türk yazarlara ait öykülerde halkbilimi unsurlarının çalışılmamış olması, eğitim alanında halkbilimi kullanımına yönelik araştırmaların fazla olmadığı, gözlemlenmiştir. Bu eksiklikten yola çıkılarak, çalışmada “Dede Korkut Hikâyeleri ve Cumhuriyet Dönemi Öncesi Yazarlardan Çocuklara Hikâyeler” kitaplarındaki halk bilimi unsurları belirlenmiş, bu unsurların toplum hayatında ne oranda yer aldığı ve ilköğretim düzeyindeki çocuklara, toplum kültürüne ait değerleri doğru bir biçimde aktarmanın neden önemli olduğunu göstermek amaçlanmıştır.
  • Öğe
    HALDUN TANER’İN TİYATRO ESERLERİNDE HALK BİLİMİ UNSURLARI
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) ADIYEKE, Görkem
    Halk bilimi, ait olduğu toplumun gelenek ve göreneklerini, inançlarını, dil ve anlatım özelliklerini, edebi ürünlerini, seyirlik oyunlarını; bayram, tören ve kutlamalarını; giyim, kuşam ve süslenmelerini; halk hekimliği, botaniği, zoolojisi, ekonomisi, müziği, hukuku, mutfağı, mimarisi hakkındaki ürünleri kapsamakta ve halkın zaman içerisinde oluşturduğu bilgi birikimlerinin ve kültürel ögelerinin bilimsel yollarla derlenip bir araya getirilmesini amaçlayan bilimsel bir disiplindir. Tiyatro oyunları, halk bilimi unsurlarını içinde barındıran yazılı kaynaklardan biridir. Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Fazilet Eczanesi, Ayışığında Şamata ve Zilli Zarife” adlı tiyatro eserlerinde bulunan halk bilimsel unsurlarının tespitine yönelik herhangi bir çalışma yapılmaması nedeniyle araştırma konusu olarak seçilmiştir. Çalışmayla araştırma evreninde yer alan ve yazara ait beş tiyatro eserinde işlev görmüş halk bilimsel unsurların kullanım biçimleri, sıklığı ve amaçlarını belirlemek amaçlanmıştır. Halkbilimsel unsurların en yoğun olduğu “Keşanlı Ali Destanı, Fazilet Eczanesi, Ayışığında Şamata, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı ve Zilli Zarife” adlı beş eser seçilerek metin analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu çalışma, yazarın tiyatro eserlerinde geçmişten bugüne değişerek devam eden halk bilimi unsurlarının tespit edilerek değerlendirilmesi, yazarın folklorik unsurları hangi amaç ve durumlarda kullandığının açıklanması, belirlenen kültür ögelerinin gelecek kuşaklara aktarılması sebebiyle önem taşımaktadır.
  • Öğe
    UMBERTO ECO’NUN KRALİÇE LOANA’NIN GİZEMLİ ALEVİ (LA MİSTERİOSA FİAMMA DELLA REGİNA LOANA) ADLI ROMANI İLE OĞUZ ATAY’IN TEHLİKELİ OYUNLAR ADLI ROMANINA POSTMODERN BİR YAKLAŞIM
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) BALCI, Beyza Nur
    Postmodernizm; 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, modernizmin kural ve düzen algısına karşın insanı özgürleştirmeyi amaçlayan bir fikir hareketidir. Modernizmin ideoloji ve kavramlarının toplumu anlamada yetersiz kalışı; postmodern düşüncenin tükenmiş tüm kavramları aşkın, daha öte yeni bir dünya görüşü sunmasına zemin hazırlamıştır. Bu çok boyutlu olgu edebiyat anlatılarına toplumun tüm mekanizmalarını, nosyonlarını aşkın bir tavırla sorgulayan post-bireyin dünyayı algılayış şekli olarak yansımaktadır. Postmodern anlatılarda yeni bir biçim, kurgu ve üslup anlayışı ile modern ötesi öznenin kendi gerçekliğini yaratımı ele alınmaktadır. Postmodern yazında; zaman, uzam, biçem, dil, anlam, gerçeklik, karakter ve yazarın konumu yeniden inşa edilmektedir. Postmodern anlatıları incelemek, yeni bir boyut kazanan çağı anlamlandırmada önem taşımaktadır. Postmodernizm, diğer ulusların edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da önemli bir yer edinmiştir. Bu çalışmada yapıtlarında postmodern unsurlardan yararlanan iki farklı ulusun yazarı; Ġtalyan yazar Umberto Eco‟nun Kraliçe Loana‟nın Gizemli Alevi (La Misteriosa Fiamma della Regina Loana) adlı romanı ile Türk edebiyatından Oğuz Atay‟ın Tehlikeli Oyunlar adlı romanı postmodern bağlamda karşılaştırılmıştır. Farklı coğrafyalarda yaşamış iki yazarın eserlerinde; postmodern anlatı tekniklerinin nasıl ve niçin kullanıldıkları, postmodern bireyin dünya algısının karakterler yoluyla nasıl işlendiği tespit edilmiştir. Farklı coğrafyalara ait her iki romanda da aynı postmodern anlatı tekniklerinden yararlanılması, kurgusal düzlemde karakterlerin bilinçaltının etkin rol oynamasından ötürü bu iki eser postmodern bağlamda karşılaştırılma açısından uygun görülmüştür. İki eser karşılaştırmalı edebiyat yöntemlerinden biri olan, metin odaklı inceleme metoduyla öz ve biçim bakımından karşılaştırılıp eserlerin benzer ve farklı yönleri ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    HATAY DÖRTYOLLU ÂŞIKLAR EMİN CAN VE MUSTAFA CENGİZ’E AİT ŞİİRLERİN İŞLEVSEL TEORİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) KAZAN, Sonay AKAR
    Aşıklık geleneğinin kökleri^, eski Türk topluluklarında yer alan kam, şaman, baksı isimleriyle tanınan, kopuz eşliğinde söyledikleri sözlü kültür ürünlerinin günümüze taşınmalarını sağlayan ozanların ilk yerleşim yeri olan Orta Asya’ya dayanmaktadır. Gelenek yüzyıllar boyunca gelişim ve değişim içinde olmasına rağmen günümüzde çözülüş süreci yaşamaktadır. Ozanlardan aşıklara evrilen gelenekte, aşıkların rolü toplumun acılarına, sevinçlerine, dertlerine, kederlerine, toplum içindeki aksaklıklara, gelenek ve göreneklerin aktarımına olanak sağlamak ve bireylerin, toplumların sesi olmaktır. Âşıklık geleneğinin kendi içinde oluşturduğu kuralları vardır. Hatay ili aşıklık geleneğinin yok olmasını önlemek, geleneğin devamlılığını sağlamak amacıyla il ve ilçe bazında şiir şölenleri ve anma geceleri düzenlemektedir. Toplumun sözcüsü olan aşıklar, yaşadıkları döneme ışık tutarken yöre halkının yaşamı içerisindeki her çeşit konuyu işlemişlerdir ve bunu yaparken kültür aktarımı işlevini de yerine getirmişlerdir. 21. yüzyıl aşıklarından olan ve Hatay’ın Dörtyol ilçesinin Ocaklı Köyü’nde yaşayan aşıklarımızdan Aşık Mustafa Cengiz ve Aşık Emin Can şiirlerinde, yöre kültürüne ait olan her türlü konuyu geçmişten günümüze işleyerek yörenin sosyo-kültürel özelliklerini yeni nesillere aktarmışlardır. Gelenekten beslenen aşıklarımız değişen teknolojik gelişmelere de uyum sağlayarak facebook ve YouTube gibi iletişim araçlarını da kullanmışlardır. Edebi araştırmalar içerisinde aşıkların şiirleri şekil, tür ve içerik bakımından detaylı olarak incelenmiştir ancak işlevsel teori bağlamında yeteri kadar inceleme yapılmamıştır. Bu çalışmada yer alan aşıklarımızın şiirleri bu nedenle Bascom’un Folklorun Beş İşlevine uygunlukları açısından karşılaştırmalı olarak incelenmek istenmiştir. Bu araştırmada elde edilen bilgiler yazılı ve sözlü kaynaklar ışığında bilimsel bir çalışma niteliğindedir
  • Öğe
    ORHAN SEYFİ ORHON’UN FİSKELER ADLI ESERİNİN ÇEVİRİ YAZISI VE METİN İNCELEMESİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) UYAR, Ali
    Bu çalışma; Orhan Seyfi Orhon’un 1922 yılında yayınladığı Fiskeler kitabını Latin harflerine aktararak herkesin okuyabileceği bir metne dönüştürmek ve metin incelemesini yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde, araştırmanın konusu, amacı, kapsam ve sınırlılıklarına yer verilmiş; kavramsal çerçeve hakkında bilgi verilmiş ve Orhan Seyfi Orhon’un hayatı, edebi kişiliği hakkında incelemeler yapılmıştır. İkinci bölümde kullanılan yöntem açıklanmıştır. Üçüncü bölümde; Fiskeler adlı metnin çeviri yazısı verilmiş ve metin incelemesi yapılmıştır. Dördüncü bölümde ise sonuç ve öneriler bölümü yer alırken çalışmada faydalanılan kaynaklar, kaynakça bölümünde verilmiştir.
  • Öğe
    TÂCÎ-ZÂDE CA‘FER ÇELEBİ DÎVÂN’INDA ATASÖZLERİ VE DEYİMLER
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Bursal, Kaan
    Atasözleri ve deyimler geçmişten günümüze kadar ulaşan, uzun deneme ve tecrübe sonucu ortaya çıkan, yer yer mecazlı bir söyleyişe ve anlam derinliğine sahip öğüt niteliğinde kalıplaşmış sözlerdir. Söyleniş güzelliği, anlatımdaki güç ve kavramın zenginliği açısından önemli dil yapıları olan bu sözler pek çok alan için inceleme konusu oluşturmaktadır. "Tâcî-zâde Ca‘fer Çelebi Divan’ında Atasözleri ve Deyimler" adını taşıyan bu tez dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan "Giriş" te atasözleri ve deyimler hakkında bilgi verilmiş, araştırmanın konusu, amacı ve kapsamından bahsedilmiştir. İkinci bölüm "Yöntem" de araştırmanın yöntemi açıklanmıştır. Üçüncü bölüm "Bulgular" da ise atasözleri ve deyimlerin tanımı yapılmış olup Tâcî-zâde Ca‘fer Çelebi’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Daha sonra ise divanda geçen atasözleri, deyimler ve halk deyişlerinin geçtiği beyitlerin tespiti yapılıp bu beyitlerin diliçi çevirilerine yer verilmiştir. "Tartışma ve Sonuç" başlığı taşıyan son bölümde ise verilen tüm bilgiler toparlanıp değerlendirilmiştir. Yazılan bu tezle Ca‘fer Çelebi’nin Divanında atasözü, deyim ve halk deyişlerini nasıl, hangi anlamda ve hangi sıklıkla kullandığı ortaya konmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    VARSAK TÜRKMENLERİ ve MARDİN MERKEZ SÜNNİ ARAPLARI ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI HALK KÜLTÜR ARAŞTIRMASI
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) AĞMA, Melahat
    Bu çalışma, Varsak Türkmenleri ile Mardin merkez Sünni Araplarının halk kültürlerini keşfetmeyi ve karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Amaç, kültürel unsurların daha homojen hale geldiği bir dünyada benzersiz yerel özellikleri belgelemektir. Bugüne kadar Mardin merkez Sünni Arapların âdetleri hakkında herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu çalışma, kültürel özellikleri karşılaştırarak hem benzerlikleri hem de farklılıkları vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu konuda ileride yapılacak araştırmalar için de yol gösterici olabilir. Kültürler arasındaki benzerlikler, paylaşılan kültürel öğelerden kaynaklanırken, farklılıklar toplulukların yaşam koşullarına uyum sağlamak için buldukları çözümlerden kaynaklanmaktadır. Çalışmada doğum, evlenme, ölümle ilgili yaşayış âdetleri, halk inanışları, giyim-kuşam, yiyecek-içeceklerle ilgili âdetler, toplulukların edebi ürünleri ile ilgili dökümlere, gözlem ve kaynak kişilerle görüşülerek, halk kültürleri arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle ulaşılmıştır ve de konuyla ilgili yazılı kaynaklardan da yararlanılmıştır.
  • Öğe
    ARKETİPSEL KURAM BAĞLAMINDA KIRGIZ MASALLARININ İNCELENMESİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) KARADAYI, Betül Begüm
    Bu çalışma, yazılı kaynak taraması yapılarak elde edilen elli Kırgız masalının arketipsel sembolizm bağlamında değerlendirilmesini içermektedir. Yapılan bu yazılı kaynak taramasında Zekeriya KARADAVUT‟a ait Kırgız Masalları adlı çalışmadan toplam kırk altı masal kullanılmış olup aynı zamanda Mehmet Yılmaz‟a ait Kırgız Halk Masalları (Motif İndex ve Tercüme) adlı yüksek lisans çalışmasından da dört adet masal seçilip değerlendirilmiştir. Değerlendirilen bu masallar İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung‟un ortaya koyduğu arketipsel sembolizm kuramı açısından araştırılıp; self benlik, gölge, birey vb. arketipler açısından sembolik olarak incelenmiştir. İlk başta görülemeyen simgelerin zaman içerisinde insanların karşılaştığı benzer olaylarda davranışlara yansıması anlamına gelen arketip kavramı Kırgız masal metinleri üzerinde değerlendirilmiştir. Çalışmada öncelikle Kırgız masallarını oluşturan altyapıya dair bir bakış açısı geliştirmek amacıyla araştırma sahasının oluşumunu sağlayan tarihi, coğrafi ve kültürel zemin hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından Kırgız masalları ve Kırgız masalları üzerine yapılmış araştırmalar değerlendirilmiş, arketipsel sembolizm konusunun daha iyi kavranabilmesi için kurama dair temel kavramlar üzerinde durulmuştur. Arketipsel sembolizmin çalışma prensibi, eserde ilk başta görülemeyen simgeleri arketip ile ortaya koymaktır. Bu bağlamda Kırgız masallarında yer alan arketipler tespit edilmiş olup; metinler de örtük olarak verilen unsurlar arketipsel sembolizm bağlamında masallar üzerinden tetkik edilmiştir.
  • Öğe
    THE ROLE OF GAMES IN EFL SECONDARY SCHOOLS SPEAKING CLASSES: A STUDY IN NAZIMIYE
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Gür, Bora
    The main purpose of this study is to shed light on the role of educational games in teaching speaking to 8th grade students and students' views on the subject. A total of 18 students, 7 boys and 11 girls, participated voluntarily in the study, which used a mixed methodology combining qualitative and quantitative analysis. The pre-test and post-test given to the students at the beginning and end of the game experience, respectively, were graded using a rubric. Wilcoxon Signed Rank Test was used to analyze the results. The mean values of the pre-test and post-test varied significantly and there was a significant difference between the test results. Field notes were kept to make the process more understandable. At the end of the teaching process, 18 participating students completed a questionnaire consisting of 15 questions using a 5-point Likert-type scale. The questionnaire data were analyzed and the results revealed the students' positive attitudes towards the use of games in EFL classes. Finally, a six-question semi-structured interview was conducted with nine student volunteers. The interview data were analyzed using a coding technique (thematic coding). The data results from all the instruments have revealed that games had a beneficial effect on 8th grade EFL speaking lessons.
  • Öğe
    SOCIAL AND EMOTIONAL FOREIGN LANGUAGE LEARNING PERCEPTIONS OF STUDENTS IN RURAL SCHOOLS
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) AVCI, Eyyüp Can
    In the 21st century, it is aimed to provide students with social and emotional skills as well as to increase their academic success. On the other hand, it could be seen that there is still not enough study to examine the Social and Emotional Learning perceptions of students in the rural context. In this study, the Social and Emotional Foreign Language Learning perceptions of secondary school students studying in rural schools and the rural challenges that affect students socially and emotionally were investigated. The “Social and Emotional Foreign Language Learning Scale” developed by Zaimoğlu (2018) was used to measure students' social and emotional language learning competencies. Additionally, semi-structured interviews were conducted to collect data about the challenging situations affecting the participants. The research was carried out in schools located in the 4th, 5th, and 6th compulsory service areas in the province of Niğde, and the sample of this study consisted of 768 secondary school students. The results of the study indicated that students in rural schools had moderate SEFLL competencies. It was also determined that these competencies showed significant differences according to factors such as gender, family attitude, family education level, family income level, perceptions of academic success, and service area. Moreover, the qualitative results of the study present the social and financial challenges experienced by students studying in rural schools and the emotional and mental effects of these challenges.
  • Öğe
    EFL PREPARATORY PROGRAMME STUDENTS’ FEEDBACK LITERACY IN HIGHER EDUCATION
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) KARAKUL, Ahmet
    Due to the paradigm shift from a teacher-centred transmission-oriented approach to a learner-centred process-oriented view in the field of education practice in the 21st century, perceptions of assessment and feedback have evolved in a similar manner, and considerable critical attention has been given to the conceptualisation of feedback and feedback literacy (Boud & Molloy, 2013). The issue of feedback has been extensively explored but there has been a noticeable lack of focus on students' feedback literacy despite the importance of their active involvement in feedback processes (Henderson et al., 2019). In this regard, the study aims to investigate students’ feedback literacy in a higher education context in Turkey. For the purpose of the study, a quantitative survey based research design was utilized and the research data in this study were drawn from 161 EFL preparatory class students studying English by using ‘The Scale of Student Feedback Literacy’ developed by Zhan (2022). The data were analysed through descriptive and inferential statistics using SPSS to address the research questions. The findings have revealed that the students are relatively feedback-literate and that the majority of participants have similar levels of feedback literacy
  • Öğe
    ALBERT CAMUS'NUN YABANCI İLE YUSUF ATILGAN’IN AYLAK ADAM ESERLERİNİN VAROLUŞÇULUK TEMELİNDE KARŞILAŞTIRILMASI
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) BİLGİN, İzzettin
    Bu çalışmanın amacı Cezayir asıllı Fransız yazar Albert Camus’nun Yabancı romanı ile Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam adlı romanında yer alan varoluşçu öğeleri tespit ederek incelemek ve bu iki yazarın yaşamlarını da dikkate alarak karşılaştırmalı bir değerlendirme yapmaktır. Varoluşçuluk insanın var olma sorununa anlamlı bir cevap arayışıdır. Belli bir sistemden uzak olan varoluşçuluğun yabancılaşma/yalnızlık, saçma/absürt, can sıkıntısı/bunaltı, umut/umutsuzluk, özgürlük/başkaldırı, sorgulama/arayış ve ölüm/ölümsüzlük gibi temalarının Yabancı ve Aylak Adam adlı romanlarda işlendiği görülmektedir. Bu çalışmada bu temaların eserdeki karakterlere olan yansıması ortaya konduktan sonra iki eser benzer ve farklı yönlerden karşılaştırılmaktadır. Albert Camus ile Yusuf Atılgan’ın incelenen eserlerinde yer alan ortak yönler Yusuf Atılgan’ın Albert Camus’tan etkilenmiş olabileceğini ortaya koyabileceği gibi çağdaş olan bu iki yazarın farklı bir coğrafya ve kültüre ait olmalarına rağmen insanın var olma sorununa benzer bir bakış açısına sahip olduklarını da gösterebilmektedir.
  • Öğe
    ÂŞIK FATMA TAŞKAYA’NIN HAYATI, SANATI VE ŞİİRLERİ
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) YURDAGÜL, Dilhan
    Türk kültürünün önemli bir parçası olan âşıklık geleneği köklü bir geçmişe sahiptir. Âşıklık geleneği, kendine özgü kuralları olan ve bu kurallar çerçevesinde nesilden nesile aktarılan bir gelenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Sözlü geleneğin ustaları âşıklar, yüzyıllarca toplumun sesi olmayı başarmışlardır. Şiirlerinde siyasi ya da sosyal olayları işleyerek toplumun aksayan yönlerine parmak basmışlardır. Ne yazık ki âşıklık geleneği zaman geçtikçe eski popülerliğini yitirmektedir. Bu geleneğin gelecek nesillere aktarılması için toplantılar ve şölenler düzenleyen illerimizin başında Adana gelmektedir. Adana âşıklık geleneğinin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi gelenekte derin izler bırakmış şairlerimiz Adana/Çukurova kültüründe yetişmişlerdir. Onlar da tıpkı günümüzdeki âşıklar gibi toplumun sözcüsü olmuşlardır. Adana âşıklık geleneği ve Adanalı âşıklar hakkında birtakım çalışmalar bulunmaktadır. Ancak genellikle erkek âşıkları konu alan çalışmalar yapılmıştır. Gelenekte var olan kadınlara yönelik araştırmaların çok az yapılması geleneğin aktarılması hususunda önemli bir sorun teşkil etmektedir. Oluşan bu soruna dikkat çekmek ve geleneğe katkı sağlayan Adanalı kadın âşıklar hakkında bilgi vermek amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Adana’nın önemli kadın âşıklarından biri olan Âşık Fatma Taşkaya’nın 111 şiiri üzerinde şekil ve içerik bakımından detaylı inceleme yapılarak bir kadın olarak gelenekteki varlığı ispatlanmaya çalışılmıştır. Bu araştırmada elde edilen bilgiler, yazılı ve sözlü kaynaklar ışığında bilimsel bir çalışma niteliği taşımaktadır.
  • Öğe
    pandemi sürecinde 0-6 yaş çocukların gelişim düzeyi ile akıllı telefon/ tablet kullanımı arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) KAYA, Ayşe Nur
    Bu arattırmanın amacı, 0-6 yaş çocukların gelişim düzeyleri ile akıllı telefon/tablet kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Arattırmanın evrenini 2020- 2021 eğitim öğretim yılında Mersin ili Yenişehir ilçesinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilkokulların bünyesinde bulunan anasınıflarına ve bağımsız anaokullarına devam eden çocuk ve ebeveynler oluşturmuştur. Arattırmanın örneklemini, 114‟ü kız, 94‟ü erkek çocuk oluşturmaktadır. Araştırmanın verilerini elde etmek için Kişisel Bilgi Formu, İnternet Bağımlılık Ölçeği, Akıllı Telefon/Tablet Kullanım Alışkanlığı Aile Ölçeği, Ankara Gelişim Tarama Envanteri, Gesell Gelişim Figürleri Testi kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) 25.0 istatistik programından yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular ışığında , 0-6 yaş çocukların gelişim seviyelerinin cinsiyete göre anlamlı olarak farklılaşmadığı görülmektedir. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyeleri ile kronolojik yaşları arasında yüksek düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyeleri kardeş durumuna göre anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyeleri anne eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyeleri annenin yaşına göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyelerinin anne mesleğine göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyelerinin baba eğitim durumuna göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir. 0-6 yaş çocukların gelişim seviyeleri ailenin aylık maddi gelirine göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir. Bu çalışmada 0-6 yaĢ çocukların gelişim düzeyleri ile akıllı telefon/tablet kullanımı arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmaya sadece annelerin vii değil babaların da dahil edilmesi alan yazın ile ilgili daha karşılaştırılabilir sonuçların elde edilmesine katkı sağlayabilir.
  • Öğe
    ortaokul öğrencelerinde ayrılma anksiyetesinin sosyodemografik özelliklere göre farklılıklarının ve akademik bağları düzeyiyle ilişkisinin incelenmesi
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) ÇELİK, Esengül
    Yapılan bu çalınmada ortaokul öğrencilerinde ayrılma anksiyetesi belirti düzeyinin sosyodemografik özelliklere göre farklılıklarının ve akademik başarı ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Arattırmada ilişkisel tarama modelinden faydalanılmıştır. Arattırmaya ortaokullarda öğrenim gören 299 kız ve 293 erkek öğrenci katılmıştır. Arattırmanın veri toplama sürecinde “DSM-5 Ayrılma Anksiyete Bozukluğu şiddet Ölçeği-Çocuk Formu” kullanılmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analiz ağarmasında SPSS 22 programında Mann Whitney U testi, Kruskall Wallis H testi ve Spearman Korelasyon analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda öğrencilerin hem fen ve sosyal bilgiler not ortalamalarının hem de genel not ortalamalarının orta seviyede olduğu bulunmuştur. Öğrencilerde ayrılma anksiyetesi düzeyinin yaş grubu, cinsiyet ve öğrenim gördükleri sınıf düzeyi değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiĢtir (p<0.05). Buna karşılık ayrılma anksiyetesinin anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi, anne ve babanın birlikte yaşama durumu, anne ve babanın çalışma durumu, doğum sırası ve aile gelir düzeyi değişkenlere göre farklılık göstermediği belirlenmiştir (p>0.05). Bunun yanında öğrencilerde ayrılma anksiyetesi ile not ortalamaları arasında anlamlı ilişkinin bulunmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Sonuç olarak, ortaokulda bulunan öğrencilerde ayrılma anksiyetesi belirti düzeyi ile not ortalaması arasında anlamlı ilişkinin bulunmadığı, bunun yanında ayrılma anksiyetesi belirti düzeyinin bazı demografik değişkenlere göre farklılaştığı söylenebilir.
  • Öğe
    işsizlik sorunu yaşayan 23-30 yaş arası bireylerin psikolojik sağlamlık ve kaygı düzeyi arasındaki ilişki
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) BARGU, Leyla Defne
    Günümüz dünyasında işsizlik bireysel bir sorun olmaktan çıkmış, küresel bir sorun haline gelmiştir. İşsiz kalan ya da ii bulamayan kişilerde belli bağlı psikolojik sorunlar görülmeye bağlanmıştır. Bu sorunların en başında psikolojik sağlamlık ve kaygı gelmektedir. Kaygı ve psikolojik sorunlar insanoğlunun yaşantısını, çevresini ve kişisel sağlığını önemli şekilde etkilemektedir. Bu çalışma işsizlik sorunu yaşayan 23-30 yaş arası bireylerin psikolojik sağlamlık ve kaygı düzeyi arasındaki ilişkiyi belirlemek için gerçekleştirilmiştir. Araştırma evreni Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşamakta olan işiz bireylerden olunmaktadır. Arattırma örneklemi kolayda örneklem yoluyla belirlenmiş 380 kişi olarak belirlenmiştir. Arattırmanın verileri Covid-19 salgını nedeniyle online olarak gerçekleştirilen anketlerden elde edilmiştir. Verilerin analizinde frekans ve yüzde dağılımı, korelasyon analizi, Kruskal Wallis ve Mann Whitney U analiz yöntemleri kullanılmıştır. Arattırma sonuçlarına göre anksiyete ile eğitim düzeyi arasında negatif yönlü; anksiyete ile işiz kalınan süre arasında pozitif yönlü ilişki olduğu belirlenmiştir.