Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 195
  • Öğe
    Çalışanların motivasyon düzeylerinin incelenmesi: bir kamu kurumunda araştırma
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Bozpinar, Caner
    Bu çalışmada kamu personelinin motivasyon düzeylerinin demografik değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Adana ilinde faaliyet gösteren bir kamu kurumunda görev yapan 314 kamu personeli oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesinde SPSS 25.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğin yapı geçerliliğini ölçmek için doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Hipotezlerin test edilmesi için bağımsız örneklemler t testi ve Tek yönlü Anova analizleri uygulanmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların kamu yararına bağlılık düzeylerinin yaşa ve hizmet süresine göre farklılık gösterdiği, topluma karşı sorumluluk düzeylerinde ise cinsiyete, yaşa ve hizmet süresine göre farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerin topluma karşı sorumluluk düzeyleri kadınlara göre daha yüksek, 39-45 yaş aralığındaki personelin kamu yararına bağlılık düzeyleri 25-31 yaş aralığındakilere göre daha yüksek, 46 yaş ve üzerindeki personelin kamu yararına bağlılık düzeyleri 25-31 yaş aralığındakilere ve 32-38 yaş aralığındakilere göre daha yüksek bulunmuştur. 46 yaş ve üzerindeki personelin topluma karşı sorumluluk düzeyleri 25-31 yaş aralığındakilere ve 39-45 yaş aralığındakilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. 16 yıl ve üzerinde hizmet süresi olan personelin kamu yararına bağlılık ve topluma karşı sorumluluk düzeylerinin 11-15 yıl arasında hizmet süresi olanlara göre daha yüksek olduğu sonuçlarına varılmıştır. Çalışanların kamusal duyarlılık düzeylerinin kamu yararına bağlılık ve topluma karşı sorumluluk düzeylerinden daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
  • Öğe
    Lojistik sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin lojistik 4.0’A bakış açısı: Adana ve Mersin’deki sektör temsilcileri üzerine bir araştırma
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Tokay, Hüseyin
    Bu tez çalışmasının amacı, Adana ve Mersin illerinde faaliyet gösteren uluslararası çapta hizmet veren işletmelerin Lojistik 4.0 kavramına yönelik farkındalık düzeylerini, bu yaklaşımı benimseme eğilimlerini ve karşılaştıkları temel zorlukları analiz etmektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden olan fenomonolojik yöntem kullanılmıştır. Derinlemesine mülakat yöntemi ile yapılan görüşmelerde yarı yapılandırılmış mülakat soruları tercih edilmiştir. Firma belirlemede sektör yetkilileri ve akademisyenlerin bilgi ve deneyimlerinden faydalanılmıştır. Elde edilen bulgular, bölgedeki işletmelerin Lojistik 4.0 konusunda sınırlı bilgiye sahip olduğunu ve genel farkındalık seviyesinin düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca, dijital dönüşüm için gerekli olan finansal kaynaklara erişimde yaşanan sıkıntıların, yeni teknolojilerin benimsenmesini olumsuz etkilediği belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre, işletmelerin büyük çoğunluğu hâlen temel dijital altyapı eksiklikleri yaşamaktadır. Tedarik zinciri süreçlerinde şeffaflık ve görünürlük, bazı firmalarda dijital araçlarla sağlanmaya çalışılsa da, genel olarak eski usul işleyiş devam etmektedir. Otomasyon genelde depo yönetimiyle sınırlı kalmaktadır. Robotik sistemlerin kullanımı yok denecek kadar azdır. Katılımcılar, Lojistik 4.0 teknolojilerinin sürdürülebilirliğe katkı sağladığını belirtse de, bu katkılar çoğunlukla dolaylıdır. Katılımcılar, müşteri deneyimini geliştirmeye yönelik gerçek zamanlı takip, otomatik bilgilendirme gibi dijital araçlar kullandıklarını belirtmişlerdir. Dijital güvenlik konusunda farkındalık düşüktür. Büyük ölçekli firmalar bu konuda daha hazırlıklıdır. Yurt dışı operasyonları olan firmalar Lojistik 4.0 araçlarını daha çok kullanmaktadır. Planlı bir dijital dönüşüm ya da sürdürülebilirlik stratejisi çoğu firmada bulunmamaktadır. Katılımcılar, istihdam ve ekonomik büyüme ile ilgili hedeflere daha fazla öncelik verdiklerini belirtmişlerdir. Bu çalışma literatürdeki boşluğu doldurmak maksadıyla Lojistik 4.0 hakkında yapılan çalışmaların genellikle makro düzeyde ve teorik perspektiften ele alınmasına karşın, konuya yerel ölçekten ve uygulamaya dönük bir bakış açısı sunarak özgün bir katkı sağlamaktadır. Yüz yüze mülakatlarla elde edilen veriler, sektör temsilcilerinin doğrudan deneyimlerine dayalı özgün bulgular sunmakta ve Lojistik 4.0’ ın saha uygulamalarındaki mevcut durumu ortaya koymaktadır. Ayrıca, dijital dönüşüm sürecinde yaşanan finansal ve kurumsal yetersizliklerin altı çizilerek, bu alanlardaki politika eksikliklerine dikkat çekilmektedir. Çalışma sonucunda, Lojistik 4.0 uygulamalarının yerel ölçekte yaygınlaştırılabilmesi için farkındalık artırıcı faaliyetlere ve hem kurumsal hem de kamusal destek mekanizmalarının geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda, politika yapıcılar ve sektör paydaşları için çeşitli öneriler sunulmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye’de varlık yönetim şirketlerinin finansal performans analizi
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Tokmak, Figen
    Bankalar, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik yapısında önemli bir rol üstlenir. Krediler, bankaların temel gelir kaynağıdır ancak çeşitli nedenlerle 90 gün içinde geri ödenmeyen krediler "sorunlu kredi" olarak sınıflandırılır. Bu kredilerin takibi bankalar için maliyetli ve zaman alıcıdır, bu da temel faaliyetlere odaklanmayı zorlaştırır. Bu nedenle, tahsil kabiliyeti olmadığına karar verilen takipteki krediler Borçlar Kanunu kapsamında varlık yönetim şirketlerine ihale yoluyla devredilir. Varlık yönetim şirketleri, tahsilat sonrası bireyleri ve reel sektörü ekonomiye yeniden kazandırmaları bakımından kritik öneme sahiptir. Pandemi döneminde sokağa çıkma yasakları ve kapanan iş yerleri hem Türkiye’yi hem de dünya ekonomisini olumsuz etkilemiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası iş birliğiyle ekonomik dengeyi korumaya yönelik çeşitli destek ve önlemler alınmıştır. Bu çalışmada, pandemi döneminde finansal analiz ve sorunlu kredilerle ilişkili makroekonomik değişkenler incelenmiş, 2020-2023 yıllarında Türkiye’de faaliyet gösteren 16 varlık yönetim şirketinin finansal performansı analiz edilmiştir. BDDK verileriyle yapılan karşılaştırmalı analiz, dikey analiz ve oran analizleri sonucunda, sektörün aktif büyüklüğü ve kârlılığının arttığı, pandemi döneminden olumsuz etkilenmediği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Lojistik Performans Endeks (LPE) kriterleri bağlamında Türkiye ile gelişmiş ülkelerin karşılaştırılması
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Kol, Aycan
    LPE, Dünya Bankasınca yayımlanan ülkelerdeki lojistiklerin kapasitelerini ve altyapı durumlarını değerlendirmek amacıyla yayınlanan bir ölçüttür. Bu endeks, ulaştırma modlarının altyapısı, gümrük düzenlemeleri ve lojistik maliyetleri gibi unsurları içermektedir. Küreselleşme ve artan rekabet nedeniyle lojistik, ticari alanda kritik bir rol oynamaktadır. Ülkelerin dünya ticaretindeki payını artırmak için lojistik kabiliyetlerini ve altyapılarını geliştirmeleri gerekmektedir. İyi planlanmış lojistik faaliyetleri, hem ekonomik büyümeye hem de istihdama olumlu katkı sağlamaktadır. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımları teşvik ederek milli geliri artırmaktadır. Lojistik sektörü, küresel rekabette başarılı olmak isteyen ülkeler için vazgeçilmez bir unsurdur. Bu çalışmada, Dünya Bankası tarafından 2007, 2010, 2012, 2014, 2016, 2018 ve 2022 yıllarında yayınlanan LPE verileri temel alınarak analizler yapılmıştır. Endeks, 2007'de 150 ülkeyi kapsarken, 2010 yılında 155 ülkeye, 2012 yılında 155 ülkeye, 2014 yılında 160 ülkeye, 2016 yılında 160 ülkeye, 2018 yılında 160 ülkeye, 2022'de ise bu sayı 139 ülkeye düşmüştür. Çalışmada, teknolojik gelişmişlikleri ve küresel güçlükleri nedeniyle seçili olan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Çin, Fransa, Hollanda, İsviçre, Birleşik Krallık (İngiltere), İtalya, Japonya ve Kanada olmak üzere 10 gelişmiş ülkeyle birlikte Türkiye olarak incelenmiştir. Bu ülkelerin LPE genel puanları ve alt puanları, hem birbirleriyle hem de diğer 129 ülkenin genel skorlarıyla karşılaştırılmıştır. Ayrıca, Türkiye'nin LPE puanları da gelişmiş ülkelerle kıyaslanarak analiz edilmiştir. Çalışma, lojistik performansın küresel rekabetteki önemini vurgulamaktadır. Çalışma kapsamında LPE toplam puanları ve alt puanlarında Türkiye ve Gelişmiş Ülkeler ile diğer endeks ülkeleri birlikte ele alınarak, Türkiye ve Gelişmiş Ülkelerin endeks bilgileri Sıralama Yöntemi olan PROMETHEE Yönteme göre işlenmiş ve bu yöntem aracılığıyla endeksin “Altyapı, Uluslararası Sevkiyat, Lojistik Hizmetlerin Kalitesi, İzleme/Takip, Zamanında Teslimat, Gümrükler” başlıklı altı ana bileşenine göre incelenmiştir. Bu araştırma sonucunda Türkiye ve Gelişmiş Ülkelerin LPE toplam ve alt puanları ile bölgedeki diğer ülkelerin toplam ve alt puanları arasında istatistiksel açıdan önemli bir farklılık olduğu belirlenmiştir. LPE’de Türkiye’nin performans değerlendirmesinde Türkiye lojistik alanında, lojistik değerlendirme ve alt paketlerde ilerleme kaydedememiştir. Buna rağmen Türkiye’nin küresel sıralamada önemli derecede yerinin değişmediği de görülmüştür. Türkiye’nin ilgili endekslere göre daha iyi bir konuma gelebilmesi için teknik, hukuki, dijitalleşmeye önem vererek modern altyapı, etkin, hızlı gümrük işlemleri, güvenilir lojistik hizmet sağlayıcıları konularında iyileştirmeler yapması gerekmektedir.
  • Öğe
    Şirket çalışanlarının finansal okuryazarlık ve dijitalleşme düzeyinin analizi: mersin ili örneği
    (Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Taner, Ayşe
    Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle finansal okuryazarlık ve dijitalleşme kavramları ön plana çıkmaktadır. Çalışanların finansal okuryazarlık düzeyleri ve dijital becerileri, şirketlerin iş gücünün verimliliğini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Finansal okuryazarlık ve dijitalleşme, iş dünyasında rekabetçi bir avantaj haline gelmektedir. Şirketler, çalışanlarının dijitalleşme ve finansal okuryazarlık konularında yeteneklerini artırarak rekabet avantajı sağlayabilirler. Çalışmanın amacı, Mersin ilindeki şirket çalışanlarının finansal bilgi düzeylerini, finansal tutumlarını, finansal davranışlarını ve finansal dijitalleşme düzeylerinin demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini tespit etmektir. Bu tespitlerle, çalışmanın çalışanların dijital teknolojileri etkin şekilde kullanma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Araştırmanın evreni,18 yaş ve üzerinde olan, Mersin ilinde faaliyet gösteren şirket çalışanlarından oluşmaktadır. Kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 392 katılımcı ise örneklemi oluşturmaktadır. Mersin ilindeki şirket çalışanları tanımlanmıştır. Verilerin analizi SPSS 29.0.2 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Frekans ve yüzde analizi, standart sapma, ortalama ve tek yönlü ANOVA analizleri yapılmıştır. Ölçeğin geçerliliğine DFA ile bakılmıştır.
  • Öğe
    Online ürün satın alımında artırılmış gerçeklik uygulaması kullanımı ve kullanıcı deneyimlerini belirlemeye yönelik bir araştırma
    (çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Kahraman, Kenan
    Bu araştırma, artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisinin online alışveriş süreçlerindeki kullanımını incelemekte ve bu teknolojinin tüketici davranışlarına, satın alma kararlarına ve deneyimlerine olan etkilerini değerlendirmektedir. Çalışma, AR’nin sunduğu sanal deneme ve görselleştirme imkânlarının, tüketicilerin alışveriş süreçlerinde nasıl bir rol oynadığını ve karar verme süreçlerine olan katkılarını araştırmayı amaçlamaktadır. Özellikle giyim, ayakkabı ve mobilya gibi fiziksel uyumun önemli olduğu ürün kategorilerinde AR’nin sağladığı faydalar ve zorluklar detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış, online alışveriş deneyimi olan 23 katılımcı ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde katılımcıların AR teknolojisi ile yaşadıkları deneyimler, bu deneyimlerin alışveriş süreçlerine olan etkileri ve satın alma kararlarını nasıl şekillendirdiği analiz edilmiştir. Veriler, içerik analiz yöntemi ile değerlendirilmiş ve AR teknolojisinin tüketici davranışlarına yönelik temel etkileri ortaya konmuştur. Elde edilen bulgular, AR'nin tüketicilerin ürünleri sanal olarak denemelerine olanak tanıyarak, fiziksel mağazalara gitmeden bilinçli satın alma kararları almalarını kolaylaştırdığını göstermektedir. Katılımcılar, AR’nin sunduğu sanal deneme imkânının, özellikle yüksek farkındalık ve kararsızlık yaşanan ürün kategorilerinde (örneğin kıyafet ve mobilya) önemli bir avantaj sağladığını belirtmiştir. AR'nin sunduğu görsel doğruluk ve ürün hakkında önceden deneyimleme fırsatının, tüketicilerin güvenini artırdığı ve satın alma eğilimlerini güçlendirdiği gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, araştırmada AR teknolojisinin bazı teknik sınırlamaları ve zorlukları olduğu da tespit edilmiştir. Özellikle renk doğruluğu, çözünürlük sorunları ve eski cihazlarda uygulamaların düzgün çalışmaması gibi teknik zorluklar, kullanıcıların AR deneyimlerini olumsuz yönde etkilemiştir. AR teknolojisinin daha geniş kitleler tarafından benimsenebilmesi için bu teknik sorunların giderilmesi ve kullanıcı deneyiminin iyileştirilmesi gerektiği belirlenmiştir. Ayrıca, katılımcıların büyük bir kısmı AR teknolojisi hakkında sınırlı bilgiye sahip olduklarını ifade etmiş, bu da teknolojinin yaygınlaşması için kullanıcı farkındalığının artırılmasına ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. AR teknolojisinin tüketici davranışlarını olumlu yönde etkileyen güçlü bir pazarlama aracı olduğunu, ancak teknolojinin tam anlamıyla benimsenebilmesi için hem teknik altyapının geliştirilmesi hem de daha geniş çaplı tanıtım ve bilgilendirme çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, AR'nin gelecekte dijital pazarlama stratejilerinde daha yaygın bir şekilde kullanılabileceği ve tüketici deneyimlerini iyileştirme potansiyeline sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Kadın tüketicilerin çevrimiçi artırılmış gerçeklik uygulamaları üzerinden satın alım deneyimlerinin incelenmesi
    (çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) ÖZAKIN, Mısra
    Teknolojik gelişmeler günümüzde tüketiciler için büyük bir öneme sahiptir. İnternet, mobil cihazlar, yapay zeka, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin hızlı bir şekilde gelişmesi, tüketicilere sayısız kolaylıklar sağlamaktadır. Bu nedenlerle, yeni teknolojilere adapte olmak daha da önemli hale gelmektedir. İnternet teknolojilerindeki hızlı ve yoğun gelişmeler, kişiselleştirilmiş internet kullanımının artmasıyla birlikte, tüketicilerin satın alma tutumlarını ve tercihlerini değiştirmiştir. Hem dünya genelinde hem de ülkemizde e-ticaret, mobil ve çevrimiçi alışveriş pazarlarının büyümesi, bu alanlarda faaliyet gösteren firmaların teknolojiyi kullanarak tüketicilere en kolay ve ilgi çekici alışveriş deneyimini sunmak için rekabet etmelerine yol açmaktadır. Bu araştırmanın amacı artırılmış gerçeklik (AR) ve / veya sanal gerçeklik (VR) teknolojisi ile alışveriş yapmış olan kişilerin satın alma süreçlerine ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Araştırma, yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Artırılmış gerçeklik (AR) ve/veya sanal gerçeklik (VR) teknolojilerini kullanarak en az bir defa çevrimiçi (online) satın alma deneyimlemiş 22 kişiden veriler toplanmıştır. Görüşme sonuçları incelendiğinde yaşanan deneyim düzeyinin müşterinin satın alma süreçleri üzerinde olumlu bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Tüketicilerin yeşil kozmetik satın alma niyetine etki eden faktörlerin belirlenmesi
    (2024) ARIK, Gizem
    Son yıllarda dünyada gelişen çevre bilinci, çevre dostu ürünlere yönelik ilgiyi ve faaliyetleri arttırmış ve çevre sorunları, tüketicilerin satın alma niyetlerinde de farklılıklara yol açmıştır. Günümüzde markalar çevre dostu ürünlerini, tüketicilerin zihinlerinde kalıcı kılabilmek için pazarlama faaliyetlerini sosyal medya platformları üzerinden yürütmektedir. Bu kapsamda markalar, tüketicilerin ilgisini çeken en büyük sosyal medya platformlarından biri olan Instagram platformu üzerinden ürün ve hizmet reklamları için Instagram fenomenlerini kullanmaya başlamışlardır. Bu kapsamda, çevre dostu ürünlere karşı tutum ve satın alma niyetinin Instagram fenomenleri bağlamında araştırılması önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı; tüketicilerin çevre dostu ürün satın alma niyeti üzerine etki eden faktörlerin tespit edilmesidir. Araştırmada, Türkiye’de kozmetik ürünleri kullanan 18 yaş üzerindeki 347 birey ile ilişkisel tarama modeli kullanılarak anket yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, fenomen çekiciliği ve fenomen uyumunun yeşil kozmetiklere karşı tutumu olumlu yönde etkilediği; fenomen güvenilirliğinin, yeşil kozmetiklere karşı tutumu anlamlı bir şekilde etkileyemediği görülmektedir. Çalışmanın diğer sonuçlarına göre, marka bilinirliği, marka çağrışımları ve sadakati ile marka kalitesi ve güvenilirliğinin, marka değerini olumlu yönde etkilediği; marka değerinin ise, yeşil kozmetik satın alma niyetini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, yeşil kozmetiklere karşı tutumun, yeşil kozmetik satın alma niyetini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Anahtar kelimeler: Çevre Dostu Ürün, Satın Alma Niyeti, Instagram Fenomeni, ……………………Tüketici
  • Öğe
    BANKA KULLANICILARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ALGILARININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) BEDEN, VEYSEL YUSUF
    Son yıllarda gıda, tekstil, petrol ve enerji sektörleri, özellikle bankacılık sektörü kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) kavramına tüm plan, strateji ve projelerinde yer vermeye başlamıştır. Diğer sektörlerde olduğu gibi bankacılık sektöründe de KSS faaliyetleri kurumsal imajlarını yapılandırırken büyük önem arz etmektedir. Bankalar kurumsal imajlarını oluştururken sosyal sorumluluk bilincinde hareket etmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda çalışmanın amacı kurumsal sosyal sorumluluk algıları ile güven, bağlılık ve kurumsal kimlik arasındaki ilişkileri, Kosova Cumhuriyeti Başkenti Piriştine’de yaşayan banka müşterilerinin algılarına göre incelemektir. Bu araştırmada, anket formu aracılığıyla Kosova’da yaşayan ve en az bir kez bankacılık işlemi gerçekleştirmiş kişilerden kolayda örneklem yöntemi ile toplanan toplam 321 geçerli veri, AMOS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Analiz sonuçları incelendiğinde ilgili literatürle tutarlı olarak, gelişmekte olan Kosova ekonomisinde banka müşterilerinin KSS algısı, güven ve kurumsal kimlik üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Bu çalışmadaki sınırlılıklar dikkate alındığında ve yeni kurulmuş bir ülke olan Kosova için literatürde az çalışma olması göz önünde tutularak, yakın gelecekte KSS algısının pazarlama ve yönetsel karar alımlarında ve daha geniş katılımcıları kapsayacak şekilde yeni araştırmalar yapılabilir.
  • Öğe
    FİNANSAL BAŞARISIZLIK TAHMİN MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI: BİST GIDA VE İÇECEK SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) YILDIRIM, Mehmet Çağrı
    Hızla gelişen ve değişen teknoloji karşısında çeşitli pazar koşullarının etkisiyle işletmelerin faaliyetlerine devam etmeleri daha da zorlaşmaktadır. Yaşanabilecek krizlerde ve olası durgunluklarda işletmelerin zarar etmemeleri veya en az zararla faaliyetlerine devam edebilmeleri finansal yapılarının önemini giderek artırmaktadır. Artan rekabet ortamında finansal başarısızlığın önceden belirlenmesi, işletmelerin geleceği için önem taşımaktadır ve işletmelerin rekabetçi ortamda güçlerini korumalarına, uzun vadeli hedeflerine odaklanmalarına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada işletmelerin finansal sıkıntı yaşamalarının nedenlerinin tespiti ve doğru stratejilerle önlem alınması amaçlanmıştır. Çalışmada BİST Gıda ve İçecek sektöründe pay senedi işlem gören işletmelerin 2015-2022 dönemine ait yıllık finansal verileri kullanılarak Altman Z’’ Skor, Fulmer H Skor ve Springate S Skor yöntemleriyle finansal başarısızlığı incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda modellerinin finansal başarısızlık tahmin oranları tespit edilmiştir. Toplam 200 verinin tahmin oranları sonuçlarına göre; Altman Z’’ Skor finansal başarısızlık oranı %13, Springate S skor finansal başarısızlık oranının %44, hesaplanamayan 30 veri çıkarılıp 170 veri üzerinden Fulmer H skor finansal başarısızlık tahmin oranı %6’dır. Ayrıca incelenen döneminde Covid-19 pandemisinin ortaya çıkması sebebiyle bu dönem ayrı ele alınmış ve Covid-19 pandemisinin BİST Gıda ve İçecek sektörüne pozitif etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    ÇEVİK LİDERLİK BECERİSİ ALGISININ İŞTEN AYRILMA NİYETİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE İŞ TATMİNİNİN ARACILIK ROLÜ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) BOYNUKISA , MAHİR
    Bu araştırmada çevik liderlik becerisi algısının işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisinde iş tatmininin aracılık rolünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, beşerî ilaç sektöründe faaliyet gösteren ve MÜDAD (Mümessil Dayanışma Derneği) ile ÜTT-DER (Ürün Tanıtım Temsilcileri Derneği) meslek örgütlerine üye 414 firma personelinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Katılımcılardan anket formu aracılığıyla toplanan verilerin analiz edilmesinde SPSS 21.0 ve AMOS 23.0 istatistik paket programları kullanılmıştır. Araştırma hipotezleri yapısal eşitlik modeli kullanılarak yol analizi ile test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, çevik liderlik becerisi algısının işten ayrılma niyeti üzerinde negatif yönde doğrudan etkisi bulunmuştur. Aracılı yol analizi modeli sonuçlarına göre ise çevik liderlik becerisi algısının işten ayrılma niyetini iş tatmini üzerinden negatif ve anlamlı düzeyde dolaylı olarak etkilediği tespit edilmiştir. Bu doğrultuda, çevik liderlik becerisi algısı düzeyi yükseldiğinde iş tatmini artmakta, iş tatminindeki artış işten ayrılma niyetini azaltmaktadır. Çevik liderlik becerisi algısı ve iş tatmini düzeylerindeki artışın işten ayrılma niyeti üzerinde azaltıcı etkileri olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    HALKA ARZ OLAN YENİLENEBİLİR ENERJİ ŞİRKETLERİNİN FİNANSAL PERFORMANSLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) KANAK, Hatice ŞAHBAZ
    Günümüzde, geleneksel enerji kaynaklarının çevresel etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir enerji çözümleri sunmak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi giderek artmaktadır. Bu bağlamda, enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalar, sermaye artırma ve büyüme stratejilerini desteklemek amacıyla halka arz yoluna gitmektedir. Halka arz sürecinde ve sonrasında, bu firmaların finansal performanslarını değerlendirmek için kullanılan yöntemlerinden birisi oran analizidir. Oran analizi, firmanın likidite durumu, mali yapısı, varlık kullanımı etkinliği, karlılık durumu ve piyasa konumu hakkında detaylı bilgiler sunarak, firmaların stratejik kararlarına yön vermede önemli bir rol oynar. Bu çalışmada, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören yenilenebilir enerji firmalarının finansal performansları, 2020-2023 yıllarına ait finansal tabloları üzerinden oran analizi yöntemi ile incelenmiştir. İncelenen firmalar arasında GESAN, AYDEM, GWIND, KARYE, ESENBOĞA ve MAGEN bulunmaktadır. Çalışmanın amacı, bu firmaların likidite durumlarını, kârlılık oranlarını, borç yönetimlerini ve faaliyet etkinliklerini değerlendirmek ve bu 6 firma içinde karşılaştırmalı bir analiz yaparak, yenilenebilir enerji firmalarının finansal performanslarının, halka arz sonrası dönemlerde nasıl değiştiğini incelemektir. Yapılan analiz sonucuna göre GESAN’ ın likidite, karlılık ve yatırımcı ilgisi açısından diğer firmalara göre daha iyi bir performans sergilediği ve finansal açıdan daha avantajlı bir konumda olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    EĞİTİMCİLERİN YÖNETSEL KOÇLUK BECERİSİ ALGISININ MEMNUNİYETLERİNE ETKİSİ (BİR SAHA ARAŞTIRMASI)
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) GÜRBÜZ, Beyhan
    Bu araştırmada eğitimcilerin yönetsel koçluk becerisi algısının, memnuniyetlerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2023-2024 Eğitim Öğretim yılında, Mersin ili Tarsus ilçesinde faaliyet gösteren Milli Eğitim Bakanlığına bağlı anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki özel okullarda çalışan 325 eğitimcinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Katılımcılardan online anket formu aracılığıyla elde edilen verilerin analiz edilmesinde, SPSS 21.0 ve AMOS 23.0 istatistik paket programları kullanılmıştır. Araştırmanın modeli, gizil değişkenlerle yol analizi uygulanarak test edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; yönetsel koçluk becerisi algısı boyutlarından gelişime açıklık becerisinin, çalışan memnuniyetine etkisinin pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Açık iletişim, takım yaklaşımı, insana değer ve belirsizlikleri kabul etme boyutlarının çalışan memnuniyeti üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Memnuniyet ile algılanan yönetsel koçluk becerileri boyutları arasındaki ilişkiler incelendiğinde, istatistiksel olarak en yüksek düzeyli ilişkinin memnuniyet ile açık iletişim becerisi arasında olduğu görülmüştür. Araştırma yönetsel koçluk becerilerinin memnuniyet üzerine etkisinde, eğitimcilerin, yöneticilerinin gelişime açık olduğunu algılamalarının, memnuniyetlerini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir.
  • Öğe
    LÜKS MODA MARKALARININ DİJİTAL OYUN VE SANAL GERÇEKLİK UYGULAMALARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) BOZKURT, Belgin
    Farklı ve yeni bir bakış açısıyla lüks moda markalarının yaratmış olduğu dijital oyun ve sanal gerçeklik uygulamalarının Z kuşağı bireyler üzerinde, marka tutumu temel alarak incelenme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu çalışmanın amacı, Fransız ve İtalyan menşeili iki uluslararası lüks moda markasının geliştirdiği dijital oyun ve sanal gerçeklik uygulamalarını deneyimleyen Z kuşağı bireylerin, bu deneyimler sonrasında söz konusu markalara karşı nasıl bir marka tutumu oluşturduklarını, deneyimlerin Z kuşağı bireylerinin bu iki markaya karşı tutumlarını nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji kullanılmıştır. Araştırma katılımcıları amaçlı örneklem türlerinden ölçüt örneklem ile seçilmiştir. Araştırmaya toplam 20 kişi katılım göstermiştir. Katılımcıları Z kuşağı bireyler temsil etmektedir. Araştırmada yüz yüze, bireysel görüşmeler yoluyla elde edilen veriler Maxqda programı aracılığıyla, nitel içerik analizi yapılarak çözümlenmiş, söz konusu görüşmeler yorumlanmış ve öneriler sunulmuştur. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular marka tutumu, kullanım kolaylığı, marka farkındalığı/ilişkileri ve oyun oynamaya yönelik tutum temalarında incelenmiş ve tartışılmıştır. Sonuçlar lüks markaların VR teknolojisini kullanarak tüketicilere daha etkileyici bir deneyim sunabileceğini göstermektedir. Dijital oyunda kullanılan marka logosu katılımcılar üzerinde olumlu duygu durumuna yol açmış ve sonuç olarak katılımcıların markaya ilgi duyma, satın alma isteği ve markayı daha fazla beğenme duygusu yaşadıkları görülmüştür. VR uygulamasında marka tasarımları ve uygulama ile edinilen detaylı bilgi aktarımının katılımcıların duygu durumunu olumlu olarak etkilemiştir. Katılımcıların maddi sebeplerden ötürü markanın ürünlerini satın alamayacak olmalarının olumlu duygu durumunu etkilediği, uygulama tasarım ve içeriğin marka ile ilgili olumlu duygusal bağlar kurma konusunda kritik bir rol oynayabileceği görülmüştür. Dijital oyunda markaya ait gerçek ürünlerin sanal ortamda sunulmamasının, mal ve hizmetleri kullanma niyetini oluşturmayı zorlaştırmış VR uygulamasında ise gerçek ürün görsellerinin sergilemesinin bu niyeti artırdığı görülmüştür. Dijital oyun ve VR uygulama deneyimlerinin, markaya karşı duygusal bir bağ kurma davranışına etkisi olmamıştır. VR uygulamasının katılımcıların satın alma eğilimleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu, kullanıcıların marka ile daha derin ve anlamlı bir bağ kurmasını sağlayarak marka tutumunu olumlu yönde etkilediği görülmüştür.
  • Öğe
    DEEPFAKE TEKNOLOJİSİ İLE MANİPÜLE EDİLMİŞ SOSYAL MEDYA REKLAMLARININ TÜKETİCİ TUTUMU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) BARIN, İsmail
    İşletmeler, müşterilere ulaşmak ve kendilerini daha fazla tanıtmak için sürekli olarak yeni stratejiler geliştirmektedirler. Özellikle sosyal medyanın hızla evrim geçirmesi, şirketleri ürünlerini ve içeriklerini daha etkili bir şekilde tanıtmak amacıyla sosyal medya platformlarını kullanmaya yöneltmektedir. Sosyal medya artık işletmelerin vazgeçilmez bir pazarlama aracı haline gelmiştir. Sosyal Medya reklamları tüketici satın alma davranışı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Reklamlar aracılığıyla ürünlere yönelik tutum, niyet ve satın alma davranışı şekillenebilmektedir. İnternet teknolojilerinin gelişimi ile günümüzde sosyal medya reklam içerikleri zenginleştirilmekte ve etkinliğini arttırılmaktadır. Bu araştırmanın amacı Sosyal Medya Platformları üzerinde Deepfake Teknolojisi kullanılarak oluşturulan manipüle edilmiş video reklamlarına yönelik tüketici tutumlarını ortaya koymaktır. Çalışmanın, manipüle edilmiş reklamların tüketici algısı üzerindeki etkilerini inceleyerek, tutundurmanın önemli bir parçası olan sürdürülebilir reklam stratejilerinin oluşturulmasına ve yapay zeka destekli reklamcılığın gelecekteki etik ve sosyal zorluklarının anlaşılmasına fayda sağlayacağı beklenmektedir.
  • Öğe
    KADIN TÜKETİCİLERİN ONLINE ANLIK SATIN ALMA NİYETİNDE FENOMEN PAZARLAMANIN ETKİSİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) DEMİR,Senay
    Teknolojinin gelişimi le birlikte tüketicilerin satın alma alışkanlıklarından önemli düzeyde değişiklikler olmuştur. Tüketicilerin sosyal medya ve internet kullanımındaki artış yeni pazarlama mecralarının e-ticaret ve sosyal medya olduğunu göstermektedir. Dijital medya, çeşitli bilgi kaynaklarına kolay eriğime sağlayarak geniş bir bilgi yelpazene ulaşmayı mümkün kılmaktadır. Ancak, dijital medya kaynaklarının güvenilirliği ve sağladığı bilginin kalitesini ölçmek oldukça zor bir hale gelmiştir. Özellikle kaynak güvenilirliği ve bilgi kalitesi konuları, tüketici güveni sağlamak ve satın alma kararına etki etmek gibi konular açısından öneme sahiptir. Geleneksel pazarlama araçlarının etkisinin azaldığı, yeni nesil dijital tüketicilere hitap eden "çevrimiçi etkileyici" anlamına gelen fenomenlerin öneminin gün geçtikçe arttığı görülmektedir. Markalar, tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek için sosyal medyada yüksek etkiye ve takipçi sayısına sahip fenomenlerle işbirliği yapmaktadır. Bu çalışmada kadın tüketicilerin online anlık satın alma niyetinde fenomen pazarlamanın etkisi incelenmiştir. Araştırma sosyal medya kullanan veya internet üzerinden ürün satın alan 381 kadın tüketici üzerinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 20.0 istatistik paket programı ile analiz edilmiştir. Fenomenin kaynak güvenirliği ve marka fenomen uyumunun fenomen reklamlarına yönelik tutum üzerinde etkilerinin olduğu; fenomen reklamlarına yönelik tutumun ise online anlık satın alma niyeti üzerinde pozitif yönde etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    TİCARİ BANKACILIKTA KONSOLİDE ANALİZİN KREDİ DEĞERLENDİRME SÜRECİNE ETKİSİ
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) AYDIN, Gökmen
    Bankacılık sektörünün en temel işlevlerinden birisi de kredidir. Kredi riskinin konsolide mali tablo analizi sonucunda, finansal risk açısından etkisinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Ticari bankacılıkta kredi risklerinin işlevsel ve etkin bir şekilde ölçülmesi, yönetilmesi, değerlendirilmesi ve izlenmesi bankanın etkili bir kredi risk yönetimi anlayışını uygulaması ve benimsemesine bağlıdır. Bu çalışmada, literatürde adı geçen kredi riski ölçüm yöntemlerine ek olarak, Analitik Hiyerarşi Süreci Yöntemiyle ilişkilendirilen ve Basel II kriterlerine göre yer alan firmaların kredi taleplerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntem ve bu yöntemin grup firması olarak adlandırılan yönetim veya finansal açıdan ilişkili iki farklı işletmenin mali veri bilançolarının birbirleriyle yapılan ticari veya finansal işlemler sonucu oluşan bakiyelerinin sadeleştirilmesiyle oluşturulan konsolide analizin, kredi değerlendirme sürecine etkisinin belirlenmesi hedeflenmektedir
  • Öğe
    COVİD-19 PANDEMİ SÜRECİNDE MALİ MÜŞAVİRLERİN VE MÜKELLEFLERİN KARŞILAŞTIKLARI PROBLEMLER VE VERGİ MEVZUATLARINDA YAPILAN SÜREKLİ DEĞİŞİMLERE YÖNELİK ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aslan, Fatma
    Bu çalışmanın amacı; mali müşavirlerin ve mükelleflerinin covid-19 pandemi sürecinde karşılaştıkları problemlerin ortaya konulmasını sağlamaktır. Aynı zamanda muhasebe meslek mensupları ve mükellefleri ortak payda da birleştiren vergi mevzuatlarındaki değişimlerin meslek mensuplarının üzerinde yarattığı problemlerin ortaya konulmasını sağlamaktır. Bu araştırma, salgın sırasında meslek mensupları ve mükellefler açısından ortaya çıkması muhtemel sorunlar ve alınacak önlemler üzerinde çalışma alanı bulan ve mesleki araştırmalarda bulunulacak olan araştırmacılara ön bilgi sunmaktadır. Bu araştırma fenomenoloji analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Bu araştırmada ayrıntılı bilgi elde etmek amacı ile nitel araştırma yöntemlerinden yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniğinden faydalanılmıştır. Katılımcılarla yapılan görüşmeler ve analiz sonuçlarına göre; pandemi sürecinde açıklanan istikrar paketlerinde desteklerden faydalanamayan mükelleflere bu durumun anlatılmasının güçleştiğini tüm katılımcılar belirtmiştir. Mükelleflerin bu süreçte çok fazla aradığını ve bu durumun iş yükünü artırdığını, artı bir de sistemsel sıkıntıların bu süreçte işleri geciktirdiğini aynı zamanda ertelenen beyannameler ve beraberinde ödeme zamanlarının ertelenmesinin iş takibini zorlaştırdığını belirtmişlerdir. Katılımcıların tamamı bu dönemde sürekli değişime uğrayan ve ek tedbirler eklenen mevzuatları takip etmenin ve uygulamanın işlerini iki kat artırdığını belirtmişlerdir. Ekonomik olarak bakıldığında mali müşavirlerin bu süreçte ücretlerini tahsil etmede sıkıntılar yaşadığı gözlemlenmiştir. Katılımcı meslek mensupları covid-19 pandemisinin mali müşavirlik mesleğini yıprattığını, alınan önlemlerin yetersiz olması ve devletin uyguladığı teşvik ve desteklerin yetersiz olması vii sebebiyle mesleklerine değer verilmediğini hissettiklerini belirtmişlerdir. Katılımcı firmalar ise bu dönemde maliyetlerinin olduğundan fazla arttığını iflas etme sürecine girdiklerini ve siparişlerinde azalma olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcı firmaların mali müşavirler ile yaşadıkları problemlere bakıldığında bazı katılımcılar iş yerleri kapalı olduğu sürece ödeme yapmak istemediklerini fakat mali müşavirlerinin ödeme yapmaları için ısrarda bulunduklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların yarısından fazlası vergi yükümlülükleri ve değişen vergi mevzuatları ile ilgili mali müşavirinin zamanında bilgilendirme yaptığını belirtmiştir. Bazı katılımcılar mali müşavirinin bu süreçte yaşanan vergi mevzuatlarındaki değişimler ile ilgili herhangi bir bilgilendirmede bulunmadığını fakat işlerinde de herhangi bir aksaklık yaşanmadığını belirtmişlerdir.
  • Öğe
    MÜŞTERİ SADAKATİNİ BELİRLEYEN UNSURLAR: SİLİFKE’DE BİR ARAŞTIRMA
    (Çağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) ZOBU, Erman
    Kafelerde “müşteri sadakati” ve “müşteri memnuniyeti” kavramlarını güncel kaynaklara dayanarak açıklamak, müşteri sadakatini ve memnuniyetini belirleyen unsurları ortaya çıkarmaya çalışmak araştırmanın başlıca amaçlarından biridir. Ayrıca, müşteri sadakatinin ve memnuniyetinin uygulamalı olarak kafelerde araştırılması çalışmanın odaklandığı diğer hususlardan bir tanesidir. Bu bağlamda, Mersin İli Silifke ilçe merkezinde faaliyet gösteren işletmeleri, müşteri sadakatinin ve memnuniyetinin ne düzeyde etkili olduğunu belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmanın modeli, ilişkisel taramadır. Araştırmanın evreni Silifke ilçe merkezinde kafe müşterisi olan 18 yaş üstü bireylerdir. Araştırmanın örneklemi ise evreni temsil edecek büyüklükte, kafelerdeki müşterilerden oluşmaktadır. Araştırmada algılanan yiyecek kalitesi ve algılanan fiyat değişkenlerinin müşteri sadakatini etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca algılanan servis kalitesi ve algılanan fiyat değişkenlerinin müşteri memnuniyetini etkilediği görülmüştür. Yiyecek kalitesi, servis kalitesi, kafe imajı, algılanan fiyat, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati algılarında 20 yaş ve altı gruplar diğer tüm grupların daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Yiyecek kalitesi, servis kalitesi, kafe imajı, algılanan fiyat, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati algılarında yüksek gelir grupları diğer tüm gruplara göre daha çok önemsendiği ortaya çıkmıştır. Yiyecek, servis kalitesi, kafe imajı, algılanan fiyat, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati algılarında 18 yaş altı ile Önlisans grupları Lisans ile Lisansüstü (Yüksek Lisans veya Doktora) tüm gruplara göre daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Yiyecek kalitesi, servis kalitesi, kafe imajı, algılanan fiyat, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati algılarında bekar olanların evli olanlara göre daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Yatırım kararlarının alınmasında etkili olan davranışsal Finans eğilimlerinin demografik açıdan incelenmesi üzerine bir çalışma
    (Çağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler, 2023) ÇİFTCİOĞLU, Asiye
    Geleneksel finans yak lağımları bireylerin yatırım kararı alırken kişisel özellikleri, psikolojik durumları ve sosyal çevre gibi değişkenlerin göz ardı edildiğini savunmaktadır. Bu görüye göre bireyler kendi amaçlarını maksimize etmek amacıyla hareket ederken rasyonel kararlar alan “homo economicus” lardır ve bu sayede piyasa kendiliğinden etkin hale gelmektedir. Ancak bu yaklaşım piyasada oluşan anomalileri açıklamada yetersiz kalmaktadır. Davranışsal finans ise yatırımcıların finansal kararlarını alırken onların insani yönlerini de inceleyerek piyasa anomalilerine açıklık getirmeye çalınmaktadır. İktisat tarihinde oldukça yeni olan davranışsal finans, ekonomik kararları açıklamaya çalınırken psikoloji, sosyoloji gibi alanlardan da etkilenerek interdisipliner bir çalışma alanı oluşturmaktadır. Çalınmada bireysel yatırımcıların davranışsal finans eğilimleri ile demografik özelliklerinin anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği incelenmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla çevrimiçi anket uygulamasıyla ve kolayda örneklem yöntemi ile 370 katılımcıdan veri toplanmıştır. Toplanılan veriler SPSS programı ile analiz edilmiş olup on boyutlu yapıda olduğu geçerlilik ve güvenilir bulunmuştur. Boyutların demografik değişkenlere göre farklılıkları T-testi ve Anova ile analiz edilmiştir. Davranışsal finans eğilimlerinin yaş aralığı, farklı eğitim düzeyleri ve medeni duruma göre anlamlı farklılığa sahipken cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulatılmıştır.