Birinci yılını tamamlamış meme kanseri hastalarında anksiyete ve depresyon düzeyleri ve hastalıkla başa çıkma tutumları
Abstract
Bu araştırmada; birinci yılını tamamlamış meme kanseri hastalarda anksiyete ve depresyon belirtilerinin dağılımı ve başa çıkma yöntemleri arasındaki farklılıkların araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini; 2017 yılının 05 Haziran - 31 Temmuz tarihleri arasında, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Onkoloji Polikliniği'ne başvuran 35-65 yaş aralığındaki gönüllü 94 kadın hasta oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak geliştirilen Kişisel Bilgi Formu, Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği (COPE) kullanılmıştır. Araştırmaya katılan hastaların % 16,0'sında depresyon belirtisi ve % 27,7'sinde ise anksiyete belirtisi vardır. Yapılan analizler sonucunda depresyonla anksiyete arasında pozitif yönlü yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Katılımcıların depresyon puanı ile hastalığı ilişkilendirdikleri sebep değişkeni arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Kendini suçlayanların depresyon puanları kalıtımsal nedene bağlayanlardan daha yüksektir. Depresyon puanı en yüksek olan grup ameliyat sonrası endişe ve korkusu artanlardır. Depresyon puan ortalamaları en az olan grup yapılan ameliyattan oldukça memnun olanlardır. Anksiyete puanı ile "Hastalığınız hakkında bilginiz yeterli mi?" değişkeni arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. "Hayır, daha çok bilgi istiyorum" diyenlerin anksiyete puanları diğerlerinden daha yüksektir. Anksiyete puanı ile "Hastalıktan sonra eşinizin size karşı davranışı" değişkeni arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. "Daha mesafeli" diyenlerin anksiyete puanları diğerlerinden daha yüksektir. Başa çıkma tutumu ile eğitim düzeyi arasında anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Başa Çıkma Tutumu alt boyutlarından "dini olarak başa çıkma" boyutunda ilköğretim mezunlarının puan ortalamaları üniversite mezunlarından daha yüksektir. Başa Çıkma Tutumu alt boyutlarından "Şakaya vurma-Mizah" boyutunda üniversite mezunlarının ''Şakaya vurma-Mizah'' başa çıkma tutum puan ortalamaları lise mezunlarından daha yüksektir. Araştırmanın sonucunda; depresyonla, bir takım başa çıkma tutumu alt boyutları arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Anksiyete ile başa çıkma tutumu alt boyutlarından duygusal sosyal destek kullanımı arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Hastaların anksiyete, depresyon olasılığının tanı aşamasından itibaren yüksek olduğu ve riskin birinci senede de azalarak devam ettiği görülmektedir. The aim of this study was to investigate the distribution of anxiety and depression symptoms in breast cancer patients who have completed the first year of the disease and differences between the coping methods of those patients. The sample of the research was generated from 94 female volunteers, aged 35-65, who were enrolled to the Balcalı Hospital Oncology Policlinic of Çukurova University Medical Faculty between June 5th and July 31st of the year 2017. Beck Anxiety Scale (BAS), Beck Depression Scale (BDS) and Coping Rating Scale (COPE) were used as data collection tools. 16 % of the patients who participated in the study had symptoms of depression whereas 27,7 % of them had symptoms of anxiety. As a result of the analyzes, a high level positive correlation was determined between depression and anxiety. In addition, a significant difference was found between the depression scores of the participants and the cause variances associated with the disease. Those who accused themselves had higher depression scores than those who believed to have inherited the disease. The group with the average highest score of depression was the ones which had increased post-operative anxiety and fear whereas the group with the average lowest depression score was the ones who were quite satisfied with the operation. A significant difference was found between the anxiety scores and the " having sufficient knowledge about your disease" variable. Anxiety scores of patients, who told "No, my knowledge was not sufficient and I want more information", were higher than the others. Additionally, a significant difference was found between the anxiety scores and the " behavior of your partner after disease " variable. The anxiety scores of those who said "more distant" were higher than others. A significant difference between the attitude of coping and education level was also determined. The average scores of primary graduates were higher than college graduates, regarding the sub-dimension "coping with religion" whereas the average attitude scores of the university graduates were higher than high school graduates, regarding the sub-dimension "Pass-over Disease Lightly-Humor". According to the results of the research; a negative correlation was found between depression and coping attitude subscales. In addition, a positive relationship was obtained between subscales of coping with anxiety and using emotional social support. Finally, It is assessed that the anxiety and depression probability of the patients is high after the diagnosis phase and the risk is decreasing in the first year.
Collections
- Tez Koleksiyonu [303]