Teacher wellbeing as the determiner of teacher-student interaction in efl context

Abstract

Bu çalışmanın amacı, Kapadokya Üniversitesi'nde İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten öğretmenlerin iyi oluşunun, öğretmen-öğrenci etkileşimini nasıl etkilediğini belirlemektir. Buna dayanarak üç veri toplama aracı kullanılmıştır. Katılımcıların demografik bilgileri toplandıktan sonra (cinsiyet, deneyim süresi ve mezun oldukları program), Collie, Shapka, Perry ve Martin (2015) tarafından geliştirilen Öğretmen İyi Oluş Anketi, Gorham'ın (1988) Sözsel Yakınlık Çerçevesi'nin uyarlaması ve öğretmenlerle yapılan sözlü mülakatlar veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Öğretmen İyi Oluş Anketi, üniversitenin yabancı diller biriminde çalışan 15 İngilizce öğretmenine uygulanmıştır. Ardından, sınıf gözlemlerini ve mülakatları yürütebilmek için en yüksek ve en düşük skora sahip altı öğretmen seçilmiştir. Sözsel Yakınlık Çerçevesi, öğretmen-öğrenci arasındaki sözsel yakınlık davranış verisini kaydedebilmek için dört hafta boyunca sınıf gözlemlerinde kullanılmıştır. Gözlemlenen sözsel yakınlık temaları; kişisel örnek ve deneyim paylaşımı, soru yöneltme, mizah kullanımı, öğrenci davranışlarının övgü ve eleştirisi olmuştur. Mülakatlar, sözsel yakınlık temalarını destekleyici nitelikte bilgi toplamak amacıyla, veri toplama aşamasının son adımı olarak uygulanmıştır. Öğretmen İyi Oluş Anketi'nden toplanan veriler ve 15 öğretmenin demografik bilgileri SPSS kullanılarak analiz edilirken, mülakat ve sınıf gözleminden gelen veriler Braun ve Clarke'ın (2006) tematik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Bu çalışmanın bulguları, katılımcılarının çoğunun ev içi ilişkileri, konu ile ilgili bilgilerine güvenmeleri, neyi ya da nasıl öğrettiklerini kontrol etme becerileri, sınıflarındaki öğrencileriyle olan ilişkileri, okula gidiş-gelişleri ve öğrenci başarısında öğretmenlerin sorumluluğu hakkında olumlu hissettiklerini ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan çok sayıda katılımcı standartlaşmış testlerin, OOPT (Oxford Seviye Belirleme Sınavı), kullanımı, öğrencilerin ders esnasında telefon kullanmaları ve gün içindeki molaların yeterliliği ile ilgili maddelere en düşük puanları vermişlerdir. Bu çalışmanın bulguları ayrıca, öğretmen iyi oluş seviyesi ve lisans program mezuniyeti arasında önemli bir fark bulunduğunu, yani öğretmen iyi oluşunun, katılımcıların mezun oldukları bölümlerden etkilendiğini göstermiştir. Nitel veri sonuçları, iyi oluş seviyesi daha yüksek öğretmenlerin, sınıflarında daha fazla kişisel örnek ve deneyim paylaştıklarını, daha çok ve çeşitli sorular yönelttiklerini ve daha az eleştiri kullandıklarını göstermiştir. Karşılaştırıldığında, iyi oluş seviyesi daha düşük öğretmenler, öğrencilerini daha çok eleştirmiştir. Kişisel örnek ve deneyim paylaşımı oldukça sınırlı ve sınıflarında sordukları soru sayısı daha az olmuştur. Çalışmanın bulgularına ilişkin tartışmalar, literatürdeki diğer ilgili çalışmalar kapsamında gerçekleştirilmiştir.

The aim of this study is to ascertain how the wellbeing of EFL teachers has influenced teacher-student interaction at Kapadokya University. On this basis, three data collection tools were used. After collecting teachers' demographic information (their gender, length of experience and undergraduate programmes), a teacher wellbeing questionnaire (TWBS) which was developed by Collie, Shapka, Perry, and Martin (2015), Verbal Immediacy Observation Framework (VIF) adapted from Gorham's Verbal Immediacy Items (1988), and interviews with the teachers were used as the instruments to collect data from the participants. The TWBS was applied to 15 instructors of English in foreign languages department of the university. Thereafter, to conduct the classroom observations and interviews, six teachers who scored the highest and lowest were selected. VIF was used over a period of four weeks for classroom observations in order to record the verbal immediacy behaviour data between teacher and the learners. The observed verbal immediacy themes were sharing personal examples and experiences, asking questions, use of humour, praising and criticising students' actions. Interviews were implemented to gather supportive data about verbal immediacy themes as the final step of data collection. The data collected from the Teacher Wellbeing Scale (TWBS) and demographic information of 15 participant teachers were analysed by using SPSS while the recorded data from the interviews and classroom observations were analysed by using Braun and Clarke's (2006) thematic analysis. The findings of this study revealed that the majority of the participants felt positive about their relations at home, the confidence in their knowledge of subject-matter, their ability to control what or how they teach and relations with students in the class, their commute to school and teachers' responsibility for student success. On the other hand, a larger number of respondents scored the lowest to the items which were related to the standardised testing, using the Oxford Online Placement Test (OOPT), students' use of cell phone during the lessons and the adequacy of rest periods during the day. The findings of the study also demonstrated that there was a significant difference between the level of teacher wellbeing and undergraduate programmes, that is, the level of teacher wellbeing has been influenced by the participants' departments at university. The results of the qualitative data showed that the participants with higher wellbeing shared more personal examples and experiences, asked more and diversified questions, and used less criticism in their classes. In comparison, the participants with lower wellbeing level criticised their students more. Besides, the sample incidences related to sharing personal examples and experiences were quite limited, and the number of the questions they asked in their classes were fewer. The discussions regarding the findings of the study were made within the scope of related studies in the literature.