Dedikodu ve söylentinin işletme verimliliğine etkisi üzerine Mersin ilinde hemşireler üzerine bir uygulama
Özet
Önemi ülkemizde yeterince anlaşılmamış olan dedikodu ve söylentiler, özellikle iş hayatında işletmeye ve kişilere büyük zararlar verebilmekte, kurumun imajının bozulmasına, çalışanlara karşı mobbing uygulanıp onların işten ayrılmalarına neden olabilmektedir. Çalışma Mersin ili şehir merkezinde yer alan 6 hastane işletmesinde çalışan rastgele seçki yönetimi ile 346 hemşireye ulaşılarak anket yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, dedikodu ve söylentilerin insan hayatının sağlığı açısından çok fazla öneme sahip olan hastane işletmelerinin verimliliği ile ilişkisi incelenmiştir. Bu konuda farkındalık yaratmak ve dedikodu ile söylentilerin zararlı etkilerinin azaltılmasına yönelik atılacak adımlar hakkında tespitlerde bulunmak çalışmanın amaçlarındandır. Çalışmanın 1. bölümünde iletişim ve iletişim kavramı, iletişimin süreci ve öğeleri, örgütlerde iletişim, dedikodu ve söylenti ile verimlilik kavramları yer alırken, 2. bölümde çalışmanın yöntemi ve bulguları açıklanmıştır. Son olarak 3. bölümde ise sonuç ve öneriler yer almaktadır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; çalışmaya katılan hemşirelerin büyük bir çoğunluğu dedikodu ve söylentileri yayan kişilerin "Kendini Beğenmiş-Takıntılı Özelliklere" sahip kişiler olduğunu ve dedikodu ve söylentilerin en çok "kuruma yönelik " ve "kişisel" konular hakkında yapıldığını belirtmişlerdir. Sağlık çalışanlarının çalıştıkları kuruma göre işletme verimliliğine etki eden faktörlere verdikleri cevapların ortalama değerleri incelendiğinde özel hastanede çalışan bireylerin kamu hastanesinde çalışan bireylere göre daha fazla işletme verimliliğine önem verdikleri görülmektedir. Araştırmaya göre dedikodu ve söylentiler ile işletme verimliliğini arasında güçlü bir negatif ilişki söz konusudur. Dedikodu ve söylentinin artması işletme verimliliğini olumsuz yönde etkilemekte ve dedikodu ile söylentiler çalışanların performanslarında negatif bir etki oluşturmaktadır yorumu yapılabilmektedir. Gossiping and bad rumour, which of theirs accounts are unperceived in our country, especially in a corporation in its business life, may result in sufferance of the business, its employees being exposed to mobbing, and corporation itself to have a tarnished image. This study is done by using survey method and conducted within the reach of 346 nurses employed in 6 different hospitals in Mersin area who are randomly selected. In this study, it is investigated how bad rumours and gossiping affects the efficiency in hospital management where human life is a vital factor. One of this study's aim is to determining steps to take forward in order to raise awareness towards reducing drawbacks of bad rumours and gossiping. Whilst in the first section of study, concept of communication and the communication itself takes a part, on the second part, findings and the method of the study is expounded. At the end, where third section takes part, suggestions and results are mentioned. Regarding to the results obtained on the research, majority of the nurses attended the research claim that individuals who cause bad rumour and gossiping circulation are people with 'Self-righteous - Obsessive Characteristics' as well as bad rumours and gossips are committed 'against the institution' and about 'personal' matters. It is seen that staff in private hospitals attach more importance to work efficiency than the ones who work at state hospitals when average value of the answers given by medical staff are analysed regarding to the institution they are employed in. With regards of the research, there is an intense negative effect of bad rumours in the institution. Increase in bad rumours and gossiping may cause the efficiency of the institution in a negative way as well as them leading to negative impact on the performance of employees.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [189]