Tıp fakültesi öğrencilerinde eleştirel düşünme eğilimi ile depresyon eğilimi arasındaki ilişki ve etkileyen faktörler: Çukurova üniversitesi örneği
Özet
Bu çalışmanın amacı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinde eleştirel düşünme eğilimi ile depresyon eğilimi arasındaki ilişkiyi ve etkileyen faktörleri incelemektir. Çalışmanın örneklemini 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi 1, 2, 3. sınıfta preklinik dönemde öğrenim gören toplam 403 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak; Kişisel Bilgi Formu, Kaliforniya Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (KEDEÖ) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, çalışma grubumuzu oluşturan üniversite öğrencilerinin sadece %7,4'ü yüksek eleştirel düşünme eğilimine sahipken, %51,9'unun orta seviyede, %40,7'sinin ise düşük seviyede eleştirel düşünme eğilimine sahip oldukları saptanmıştır. Öğrencilerin %9,9'unda şiddetli, %18,4'ünde orta, %32'sinde hafif düzeyde depresyon eğilimi vardır. Öğrencilerin %39,7'sinde depresyon eğilimi seviyesi normal düzeydedir. Depresyon eğilimi ile eleştirel düşünme eğilimi arasındaki ilişki incelendiğinde BDÖ puanı ile KEDEÖ puanı arasında negatif yönlü orta derecede (r= -0,45) bir uyum-korelasyon olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimi seviyesi arttıkça depresyon eğilimi seviyesi azalmaktadır. Eleştirel düşünme eğilimi seviyesi ve depresyon eğilimi seviyelerinin akademik başarı düzeyi, aile yapısı, hobi varlığı ve hobi sıklığı, depresyon nedeniyle daha önce psikolojik destek alma durumu ve depresyon nedeniyle şu an psikolojik destek alma durumları ile farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Eleştirel düşünme eğilimi ve depresyon eğilimi seviyeleri ailenin ekonomik durumuna göre farklılık göstermemektedir. Eleştirel düşünme eğilimi seviyesi kadın öğrencilerde daha yüksek iken depresyon eğilimi seviyelerinin cinsiyete göre farklılaşmadığı görülmüştür. Eleştirel düşünme eğilimi seviyeleri sınıf düzeylerine göre farklılaşmakta iken depresyon eğilimi seviyeleri değişmemektedir. Depresyon eğilim düzeyini etkileyen bağımsız değişkenleri belirlemek amacıyla lojistik regresyon analizi yapılmıştır. Depresyon eğilimini etkileyebileceği saptanan cinsiyet, sınıf, akademik başarı düzeyi ve daha önce psikolojik destek alma durumu ve eleştirel düşünme düzeyi modele bir arada eklendiğinde; cinsiyet, daha önce psikolojik destek almış olmak ve düşük eleştirel düşünme düzeyinin depresyon düzeyini anlamlı olarak etkileyen bağımsız ve istatistiksel olarak anlamlı faktörler olduğu izlenmektedir. Depresyon eğiliminde olma durumunu; kadın olmak 1,8 kat (OR:1.8; %95GA:1.1-3.2), daha önce psikolojik destek almış olmak 3,6 kat (OR:3.6; %95GA:2.0-6.8) ve düşük eleştirel düşünme düzeyine sahip olmak ise 3,4 kat (OR:3.4; %95GA:2.1-5.6) arttırmaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, eleştirel düşünme düzeyi gelişmiş olan bireylerin depresyon ile daha kolay başa çıkabileceğine işaret etmektedir. The aim of this study was to investigate the relationship between critical thinking disposition and depression tendency and the related factors among the students of Medicine Faculty at Çukurova University. The sample of the study consisted of 403 students who were studying in the preclinical period of 1st, 2nd, 3rd grades of Medicine Faculty at Çukurova University in the spring term of the 2017-2018 academic year. Personal Information Form, California Critical Thinking Disposition Inventory (CCTDI) and Beck Depression Inventory (BDI) were used as the data collection tools. According to the results of the study, only 7.4% of the participating university students in the study group have high tendency to think critically, while 51.9% have a moderate tendency and 40.7% have a low level of critical thinking. 9.9% of university students in the study group have a severe tendency to depression, 18.4% have moderate and 32% have mild depression. The level of depression tendency was normal in 39.7% of the students. When the relationship between depression tendency and critical thinking disposition is examined, it was determined that there was a negative-moderate (r = -0.45) correlation between the BDI score and the CCTDI score. As the level of critical thinking dispositions of the student increases, the level of depression tendency decreases. According to the research results; the level of critical thinking tendency and the level of depression tendency were determined to differ with the level of academic success, family structure, the presence of hobby and frequency of hobby, previous psychological support for depression and currently receiving psychological support due to depression. Critical thinking disposition and depression tendency levels do not differ according to the family's economic situation. While the level of critical thinking tendency was higher among female students, it was seen that depression tendency levels did not differ according to gender. While the levels of critical thinking tendency differ according to the class levels, the levels of depression tendency do not change. Logistic regression analysis was performed to determine the independent variables affecting the level of depression. When gender, the level of class, academic achievement and previous psychological support and the level of critical thinking that were determined to affect depression tendency were added together in the model; gender, previous psychological support and low level of critical thinking were independent and statistically significant factors that significantly affected the level of depression. Being female increases 1,8 times (OR:1.8; %95CI:1.1-3.2) to suffer from depression tendency, having previously received psychological support increases to 3.6 times (OR: 3.6; 95% CI: 2.0-6.8), having low critical thinking increases to 3.4 times (OR: 3.4; 95% CI: 2.1-5.6). The results obtained the study are pointed out that individuals whose critical thinking level is well developed will be able to cope more easily with depression.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [301]