dc.description.abstract | Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra, post Sovyet mekânında, yıkıcı etnik çatışmalar
başlamıştır. Bu çatışma bölgelerinden biri de Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesi
olmuştur. Lakin, Dağlık Karabağ sorunu sadece Azerbaycan ve Ermenistan’ı
etkilemekle kalmamıştır, Türkiye’de dâhil olmak üzere tüm bölge ülkelerini, aynı
zamanda küresel aktörleri içine çekmiştir. Bu bağlamda, üçüncü taraf ülkeler kendi
çıkarlarını gözetlemek amacıyla sorunun çözümünde etkin rol üstlenmeye ve dengeleri
kendi lehlerine çevirmeye çalışmışlardır.
Çatışma 1994’de imzalanan ateşkesten sonra durdurulmuştur ve sürekli devam edecek
olan, yorucu barış aramaları dönemine girilmiştir. Bu dönemde AGİT Minsk Grubu
çatışmaya hiçbir çözüm bulamamıştır. Türkiye’de, yakınında yer alan Dağlık Karabağ
sorununun çözümü için zaman-zaman kendi imkânlarını ortaya koymuş ve çeşitli
girişimlerde bulunmuştur. Maalesef, sürecin sonunda silahlar yeniden konuşmaya
başlamıştır ve 2020 Eylül’de başlayan 44 günlük ağır çatışmalardan sonra Azerbaycan
işgal edilmiş topraklarının tahminen yüzde seksenini geri ala bilmiştir. Bu süreç
uluslararası ilişkilerde klasik realizm kuramına dayanarak öğrenilmiştir.
Çalışmanın amacı, 1991-1994 yılları ve 2016-2020 yılları aralığında bölgede yer alan
ihtilafı karşılaştırmak, her iki savaşta Türkiye'nin yeri ve rolünü, sürece etkisini ortaya
koymak, gösterilen faaliyetlerin benzer ve farklı taraflarını, aynı zamanda dönem
liderlerinin sözü giden ihtilaf tekelinde, söylem, eylem ve adımlarını öğrenmek
olmuştur. Çalışmada, Türkiye’nin 1991-1994 yıllarında ki savaş ve 2016-2020 yılları
Karabağ savaşı ve savaşa giden sürece gösterdiği etkiler arasındaki farkların neler
olduğu sorusuna cevap aranmış, bu etkilerin karakteri, nitelikleri değerlendirilmiştir.
vii
Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış, edebiyat taraması yapılmış, resmî
belgeler, raporlar, gazetelerde yayınlanan bilgiler incelenmiştir. | en_US |