Mersin Üniversitesi çalışanlarında bilinçli farkındalık ve psikolojik dayanıklılık ilişkisi
Künye
Atalay, Merve.(2020).Mersin Üniversitesi çalışanlarında bilinçli farkındalık ve psikolojik dayanıklılık ilişkisi.Özet
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre (2001); 2020 yılında kardiyovasküler rahatsızlıklardan sonra depresyon dünyada en yaygın rahatsızlık olacakken, 2030 yılında depresyonun ilk sırada olacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda kişilerin, psikolojik sıkıntılarla baş etme gücü olarak tanımlanan psikolojik dayanıklılık düzeylerinin yükseltilmesi; herhangi bir psikolojik rahatsızlığa yakalanma riskini düşürmektedir. Alan yazın incelendiğinde; bilinçli farkındalık ve psikolojik dayanıklılık kavramlarının birbiri ile ilişkili olduğu ve bilinçli farkındalığı geliştirerek psikolojik dayanıklılığın arttırılabileceği belirtilmektedir. Bu çalışmada, Mersin Üniversitesi çalışanlarının bilinçli farkındalık ile psikolojik dayanıklılık düzeyleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Araştırmaya, basit rasgele örneklem yöntemi ile belirlenen 744 kişi (331 kadın, 413 erkek) katılmıştır. Araştırmada; veri toplama aracı olarak "Bilinçli Farkındalık Ölçeği", "Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği" ve araştırmacı tarafından hazırlanan sosyo-demografik bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde; normal dağılıma uygun değişkenler arasında Pearson korelasyon analizi, normal dağılıma uymayan değişkenler arasında Spearman korelasyon analizi, ilişki modellemesi için regresyon analizi, sürekli ve kategorik değişkenler arasında bağımsız gruplar arası T-Testi, tek yönlü ANOVA ve Welch testleri kullanılmıştır. Psikolojik dayanıklılık ve bilinçli farkındalık arasındaki Pearson korelasyon analizi sonucunda; yüksek düzeyde, pozitif yönde, anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=0.60). Yapılan regresyon analizinde; psikolojik dayanıklılık toplam varyansının %36'sını bilinçli farkındalığın tek başına açıkladığı modelleme yapılmıştır. Sosyo demografik değişkenlerden; psikolojik dayanıklılık ile yaş (r=0.13) arasında düşük düzeyde, pozitif, anlamlı bir ilişki varken kıdem ve gelir ile anlamlı bir ilişi bulunmamıştır. Bunun yanı sıra; medeni duruma göre psikolojik dayanıklılık düzeyi anlamlı bir şekilde farklılaşmakta olup evli çalışanların psikolojik dayanıklılık düzeyleri bekar çalışanlara göre daha yüksektir. Cinsiyet, bölüm, unvan ve eğitim durumuna göre psikolojik dayanıklılık düzeyleri anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır. Bilinçli farkındalık ve sosyo-demografik değişkenlerin ilişkisi incelendiğinde ise; aylık gelir ile bilinçli farkındalık arasında düşük düzeyde, pozitif, anlamlı bir ilişki varken (r=0.09), yaş ve kıdem ile anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bölüme göre bilinçli farkındalık düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta olup akademik çalışanlar idari çalışanlara göre daha yüksek bilinçli farkındalık düzeyine sahiptir. Eğitim durumuna göre bilinçli farkındalık düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta olup üniversite mezunu olan çalışanların doktora mezunu olanlardan daha düşük bilinçli farkındalık düzeyine sahip olduğu bulunmuştur. Unvana göre bilinçli farkındalık düzeyi farklılaşmakta olup prof./ doç./ dr. öğretim görevlilerinin idari çalışanlardan daha yüksek bilinçli farkındalığa sahip oldukları bulunmuştur. Bilinçli farkındalık düzeyleri cinsiyet ve medeni duruma göre farklılaşmamaktadır. Elde edilen bulgular ile çoklu regresyon analizi yapılmış olup, psikolojik dayanıklılığın toplam varyansının %36'sı bilinçli farkındalık, %1'i yaş değişkenleri ile toplamda %37'si açıklanan regresyon modellemesi yapılmıştır. Araştırma bulguları ışığında; üniversite çalışanlarının bilinçli farkındalık düzeyleri geliştirilerek psikolojik dayanıklılık düzeylerinin arttırılabileceği ve bu sayede hayatın doğal getirisi olan stresli yaşam ve travmalar içerisinde, kişilerin psikolojik anlamda sağlıklı ve işlevsel bir şekilde hayatlarına devam edebilmesi açısından önemli olduğu yorumu yapılabilir. Anahtar kelimeler: Bilinçli farkındalık, psikolojik dayanıklılık, pozitif psikoloji, korelasyon According to the World Health Organization report (2001); while depression will be the most common disease in the world after cardiovascular diseases in 2020, it is predicted that depression will be the first disease in the world in 2030. In this context, increasing the resilience levels of people, defined as the power to cope with psychological distress, reduces the risk of any psychological discomfort. When the literature is examined; it is stated that the concepts of mindfulness and resilience are positively related to each other and resilience can be increased by developing mindfulness. The aim of this study is to investigate the relationship between mindfulness and resilience among Mersin employees. The sample of the study is determined as 744 (331 female, 413 male) by simple random sampling method. "Mindful Attention Awareness Scale", "Resilience Scale for Adults" and socio-demographic information form prepared by the researcher were used as data collection tools in the study. Pearson correlation analysis for normal distributed variables, Spearman correlation analysis for abnormal distributed variables, regression analysis for modelling the relations, one-way ANOVA, Welch and independent samples T-test for the relations between caregorical and continuous variables were used for the data analysis. Pearson correlation analysis between resilience and mindfulness result showed that there was a significant, positive and high level correlation (r=0.60). Regression analysis between resilience and midnfulness result built a model that mindfulness by itself explains %36 of resilience. According to Spearman correlation analysis for socio demographic variables; there was a significant, positive and low relationship between age and resilience (r=0.13); however, there was no significant relationship between income and resilience, and between seniority and resilience. Besides, there was a significat relationship on resilience according to variables of marital status, that married employees have higher resilience level than single ones.. However, there was no significant relationship on resilience according to variables of gender, section, title and educational status. According to Spearman correlation analysis between mindfulness and income, there was a significant, positive and very low relationship (r=0.09); however, there was no significant relationship between mindfulness and age or seniority. According to section, mindfulness levels differ significantly, that academic employees have higher mindfulness level than administrative ones. For educational status, mindfulness levels differ significantly, that employees with university degree have lower mindfulness level than employees with doctorate degree. For title variable, mindfulness levels also differ significantly, that professor/ associate professor/ doctor lecturers have higher mindfulness levels than administrative employees. However, there was no significant relationship on mindfulness according to variables of gender and marital status. With the overall findings, multiple regression analysis was made and %36 of total variance on resilience explained by mindfulness, %1 of total variance on resilience explained by age; in total, %37 of total variance was explained by the regression model. In the light of the research findings; it can be interpreted that resilience levels can be increased by improving mindfulness levels of university employees, and thus, it is important for people to continue their lives in a psychologically healthy and functional way within the stressful life and trauma that is the natural return of life. Keywords: Mindfulness, resilience, positive psychology, correlation
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [301]