dc.contributor.author | Bozkurt, Sibel | |
dc.date.accessioned | 2020-04-17T07:37:11Z | |
dc.date.available | 2020-04-17T07:37:11Z | |
dc.date.issued | 2020 | en_US |
dc.date.submitted | 2020-01-20 | |
dc.identifier.citation | Bozkurt, Sibel.(2020).Son çocukluk çağındaki (9-11 yaş) çocuklarda hayır diyebilme ve atılganlık beceri sıklığı ve kullanılan ölçeklerin tanımlama yeterliliği. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.12507/1336 | |
dc.description.abstract | Bu çalışmanın amacı; çocukluğun son döneminde olan çocuklarda atılganlık ve hayır diyebilme beceri sıklığını saptamak, bu beceriyi ölçen ölçüm araçlarının bir tanımlama aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirmektir. Araştırma iki aşamalı yürütülen kesitsel tarama modelinde tasarlanmıştır. İlk aşama saha taraması aşamasıdır, bu grup tarama-kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. Bu aşamada evren, Mersin ili Tarsus ilçesinde ilkokul 3. ve 4. Sınıf ile ortaokul 5. sınıflarda eğitim öğretim gören ve çocukluğun son dönemine rastlayan yaş grubundaki çocuklardır. Örneklem için evrenden basit tesadüfi yöntem ile seçilmiş okullardan 395 öğrenciye ulaşılmıştır (%80 güç ve %5 yanılma payı için gerekli olan örneklem sayısı olarak belirlenmiştir). Testlerin tanımlama performansını değerlendirmek amacıyla araştırmanın ikinci aşamasında 15 Mayıs 2019-15 Ağustos 2019 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı Hastalıkları AD başvuran aynı yaş ve cinsiyette çocuklarla gerçekleştirilmiştir. Bu grup olgu grubu olarak değerlendirilmiş, klinisyenlerin muayenesi sonucunda hayır diyebilme becerisi düşük risk grubu olan hastalar çalışmaya alınmıştır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Kişisel Bilgi formu, Hayır Diyebilme Becerisi Ölçeği ve Atılganlık Envanteridir (İlköğretim Formu). Ölçeklerin geçerlilik ve güvenilirlik analizi yapılmış, ROC analizi ile sensitivite ve spesifite değerleri saptanarak tanımlama değeri irdelenmiştir. Hayır Diyebilme Ölçeğine uygulanan faktör analiz sonuçlarına göre ölçeğin reddetme ve direnme olarak isimlendirilen iki alt boyutta toplandığı görülmektedir. Cronbach's Alpha değerlerinin tarama grubu reddetme boyutu için 0,87; direnme boyutu için 0,82 olarak tespit edilmiştir. Ölçeklerin birbirleri ile korelasyonu incelendiğinde Atılganlık Ölçeği ile Hayır Diyebilme Ölçeği Reddetme ve Direnme alt boyutları arasında orta ve iyi derecede pozitif yönlü korelasyon olduğu saptanmıştır. ROC analizi sonucuna göre reddetme alt boyutu için kestirim değeri 21.5, direnme alt boyutu için 23,5 ve atılganlık ölçeği için 31,5 olarak saptanmıştır. Kestirim değerlerine göre yapılan sınıflamalara göre her 3 çocuktan birinin hayır diyebilme becerisinin düşük olduğu görülmüştür. Araştırmada son çocukluk çağındaki çocukların, hayır diyebilme becerisi ve atılganlık düzeylerinin yaşa, cinsiyete göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Bu faktörlerin yanı sıra aile yapısı, SED, geçmişte ciddi olay yaşama durumu da etkileyen faktörler olarak saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar araştırmada kullanılan hayır diyebilme beceri ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirliğinin yeterli olduğu ve saha taramalarında tanımlama aracı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. | en_US |
dc.description.abstract | The aim of this study is to determine the frequency of assertiveness and the ability to say no in children who are in the last period of childhood, and to evaluate whether the measurement tools that measure this skill can be used as a tool for the prediction. This research was designed in a 2-stage cross-sectional survey model. The first stage is the field screening stage, which is considered as the screening-control group. At this stage, the population was chosen as the children of the age group who were educated in the 3rd and 4th grade and middle school 5th grades in Tarsus district of Mersin. For the sample, 395 students were selected from the selected schools by simple random method (determined as the number of samples required for 80% power and 5% error margin). The second stage of the study was conducted with children of the same age and sex who applied to the Department of Child Mental Health at Çukurova University Faculty of Medicine between 15 May 2019 and 15 August 2019 in order to evaluate the performance of the preliminary tests. This group was evaluated as a case group and the risk group patients who had low ability to say no as a result of the examination of the clinicians were included in the study. The data collection tools used in the research were Personal Information Form, No Saying Ability Scale and Assertiveness Inventory (Elementary Form). The validity and reliability of the scales were analysed and sensitivity and specificity values were determined by ROC analysis and the pre-diagnostic value was examined. According to the results of the factor analysis applied to the No Saying Scale, the scale was collected in two sub-dimensions called rejection and resistance. Scan group of Cronbach's Alpha values was determined that the rejection dimension was 0.87 and the resistance dimension was 0.82. When the correlation between the scales was examined, it was found that there was a moderate and good positive correlation between Assertiveness Scale and Say No Scale Rejection and Resistance sub-dimensions. According to ROC analysis, the predictive value for rejection subscale was 21.5, for resistance subscale was 23.5 and for assertiveness scale was 31.5. According to the predictions, one out of three children had low ability to say no. In the study, it was found that the ability to say no and assertiveness levels of the children in the last childhood differ according to age and gender. In addition to these factors, family structure, socio-economic level (SED) and serious events in the past were also found to be influencing factors. The obtained results show that the validity and reliability of the No Saying Skill Scale used in the research is sufficient and that it can be used as a tool for the preliminary field survey | en_US |
dc.language.iso | tur | en_US |
dc.publisher | Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | Hayır diyebilme | en_US |
dc.subject | Atılganlık | en_US |
dc.subject | Ergenlik öncesi dönem | en_US |
dc.subject | Tanımlama performansı | en_US |
dc.subject | Say no | en_US |
dc.subject | Asserti veness | en_US |
dc.subject | Pre-adolescence | en_US |
dc.subject | Diagnostic performance | en_US |
dc.title | Son çocukluk çağındaki (9-11 yaş) çocuklarda hayır diyebilme ve atılganlık beceri sıklığı ve kullanılan ölçeklerin tanımlama yeterliliği | en_US |
dc.title.alternative | This thesis aims to determine the levels of alturism and the relation between emphatic tendency and self-esteem of university students The sample of the study consists of 333 students studying in the 1st, 2nd, 3rd and 4th grades of Bingöl University Psychology and Social Work Departments in 2018-2019 spring term. Personal information form, Alturism Scale, Emphatic Tendency Scale and Rosenberg's Self-Esteem Scale are used as a data collection tool. In the end of the research, the relation between levels of altruism and empathic tendency is found to be in positive direction and meaningful in medium level (r=.412). As students' empathic tendency level increases, their altruism levels increase. The relation between levels of altruism and self-respect is found to be in negative direction and meaningful in low level (r=-.111). As students' self-esteem decreases, altruism levels increase. A meaningful distiction at the levels of alturism of the students has not been found with regard to the grades of the students, their economic situation, associate status of student clubs and the status of involvement in social responsibility projects. It has been found that there is not a meaningful difference on the level of altruism of the students with respect to their genders and the department they study. The women have been found to have higher levels of altruism compared to the men. It has been found that the students of the department of social work have higher levels of altruism compared to the department of psychology. In the level of emphatic tendency of the students a difference has been found with respect to the genders, the grades and the amount of income of the families that students have. It has been found no difference in the levels of empathic tendency with regard to the department of the students, the place where their families live, associate status of student clubs and the status of involvement in social responsibility projects. It has been found distinction on levels of self-esteem of students with respect to the amount of income of the families. It has been found no distinction on the level of self-esteem with respect to the genders, the departments, the grades, the place where their families live, associate status of student clubs and the status of involvement in social responsibility projects. | en_US |
dc.type | masterThesis | en_US |
dc.contributor.department | Sosyal Bilimler Enstitüsü | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |