Çağ Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@ÇAĞ, Çağ Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Acele kamulaştırma
(Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Göktaş, Gülbahar
Çalışmamızda acele kamulaştırma usulü, kamulaştırma usulüne atıfta bulunmak suretiyle düzenlenmiş ve kamulaştırma usulü üzerinden değerlendirilmiştir. Acele kamulaştırma usulünün ayrıntılı olarak açıklanabilmesi için kamulaştırma işleminin hukuki niteliği ve temel ilkeleri, acele kamulaştırmanın unsurları ve usulü, acele kamulaştırmada iptal davasının etkisi ve yargı kararları başlıkları ele alınmıştır.
Acele kamulaştırma usulü, kamulaştırma yönteminin türlerinden biri olmasına karşın acelelik kavramından dolayı kamulaştırma usulünden farklılık göstermektedir. Bu farklılıklara rağmen, acele kamulaştırma usulü kamulaştırma usulüne atıfta bulunarak düzenlendiği için uygulamada birçok hak kayıpları ve belirsizlikler yaşanmaktadır. Acele kamulaştırmanın amaç unsurunu oluşturan kamu yararı kavramının somut olarak varlığını gösterdiği kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde yaşanan değişimler sebebiyle kamulaştırma ve kamu yararı arasındaki ilişkinin zayıfladığı gözlemlenmektedir. Çalışmamızda bu hususlara yer verilmiştir.
Ceza muhakemesi hukukunda bilirkişilik
(Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Ayyıldız, Cem
Ceza muhakemesi, maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için, muhakeme makamının dava konusu eylemin gerçekten gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleştiyse kimin tarafından ve nasıl gerçekleştirildiği gibi soruların cevaplarını bulması gerekmektedir. Son yıllarda bilim ve teknoloji alanlarındaki hızlı gelişimeler, başta toplumsal, ekonomik, ticari hayat olmak üzere tüm alanlarda etkili olmuş ve her bir alanda bilgi sahibi olmayı zorlaştırmıştır. Bu gelişmeler ve ceza muhakemesinin geniş kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hakimlerin bahsedilen her alanda uzman olmalarını beklemek mümkün değildir. Bir hakim, mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgilerle çözülemeyen, özel veya teknik bilgi gerektiren durumlarda delilleri değerlendirebilmek için uzman görüşüne başvurabilir. Çalışmada bu ihtiyacı karşılamakta önemli bir işlevi olan bilirkişilik kurumun ceza muhakemesi hukuku açısından işleyişi ve yapısı, tarihsel gelişimi, bilirkişi raporunun hazırlanmasında uyulacak kurallar ile bilirkişilerin hak ve yükümlülükleri gibi konular ele alınmaktadır
Okul öncesi dönemdeki çocuklarda beden algısı ile dijital oyun bağımlılığı eğilimi arasındaki ilişki
(Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Berfin, Oğraş
Beden algısı, bireyin kendi bedenine yönelik duygusal ve bilişsel değerlendirmelerini içermektedir. Çocuklarda beden algısı, medya, akran ilişkileri ve ebeveynlerin tutumları gibi birçok faktörden etkilenebilmektedir. Dijital oyunlarda yer alan idealize edilmiş beden imgelerinin, çocukların kendi bedenleriyle ilgili memnuniyetsizlik yaşamalarına neden olabildiği görülmüştür. Dijital oyunlar, el-göz koordinasyonu, stratejik düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirebilmektedir ancak aşırı oyun oynama, sosyal izolasyon, akademik başarıda düşüş ve fiziksel hareketsizlik gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Dijital oyunlar, çocukların hayal gücünü geliştirirken, fiziksel dünyadan kopmalarına ve bedenlerine dair farkındalıklarının azalmasına yol açabilmektedir.
Okul öncesi dönemdeki çocuklarda beden algısı ve dijital oyun bağımlılığı eğilimi arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Dijital oyun bağımlılığı eğilimi, "hayattan kopma," "çatışma," "sürekli oynama," ve "hayata yansıtma" alt boyutlarıyla beraber ölçülmüş; bu alt boyutlar ile beden algısı arasındaki ilişki ve çocuğun yaşı, çocuğun cinsiyeti, anne-baba eğitim durumu, anne-baba çalışma durumu demografik özelliklerinin dijital oyun bağımlılğı eğilimi ve beden algısı ile farklılaşma durumu analiz edilmiştir.
Veriler; Adana ve Mersin ilinde ikamet eden 4, 5, 6 yaşında okul öncesi dönemdeki çocukların dahil edildiği 116 kişilik bir örneklemden elde edilmiştir. Veri toplama aşamasında gönüllülük esas alınmıştır. Araştırmaya dahil olan çocukların ailelerine Dijital Oyun Bağımlılığı Eğilimi Ölçeği (DOBE), araştırmaya dahil olan çocuklara Beden Algısı Silüet Testleri uygulanmıştır. Yaş, cinsiyet, ebeveynlerin çalışma ve eğitim durumu demografik değişkenleri ile dijital oyun bağımlılığı eğilimi ve beden algısı arasındaki ilişkiler araştırmanın önemli odak noktaları arasındadır. Bu doğrultuda, beden algısı ve dijital oyun bağımlılığı eğilimi arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını incelemek amacıyla SPSS 22.0 paket programı kullanılmış olup basit doğrusal korelasyon, bağımsız örneklemler t-testi, tek faktörlü varyans analizi istatistiksel testleri ile analiz edilmiştir.
Analizler sonucunda dijital oyun bağımlılığı eğilimi toplam puanı, hayata yansıtma alt ölçeği ve sürekli oynama alt ölçeğinin beden algısı ile düşük düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki gösterdiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın, literatürde mevcut olan dijital oyun bağımlılığı eğilimi ve beden algısı arasındaki ilişki konulu diğer çalışmalara kaynak oluşturması amaçlanmıştır. Yapılan bu çalışmanın farklı değişkenler ve daha geniş çalışma grubu ile çalışılması önerilmektedir.
Şirket çalışanlarının finansal okuryazarlık ve dijitalleşme düzeyinin analizi: mersin ili örneği
(Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Taner, Ayşe
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle finansal okuryazarlık ve dijitalleşme kavramları ön plana çıkmaktadır. Çalışanların finansal okuryazarlık düzeyleri ve dijital becerileri, şirketlerin iş gücünün verimliliğini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Finansal okuryazarlık ve dijitalleşme, iş dünyasında rekabetçi bir avantaj haline gelmektedir. Şirketler, çalışanlarının dijitalleşme ve finansal okuryazarlık konularında yeteneklerini artırarak rekabet avantajı sağlayabilirler. Çalışmanın amacı, Mersin ilindeki şirket çalışanlarının finansal bilgi düzeylerini, finansal tutumlarını, finansal davranışlarını ve finansal dijitalleşme düzeylerinin demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini tespit etmektir. Bu tespitlerle, çalışmanın çalışanların dijital teknolojileri etkin şekilde kullanma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Araştırmanın evreni,18 yaş ve üzerinde olan, Mersin ilinde faaliyet gösteren şirket çalışanlarından oluşmaktadır. Kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 392 katılımcı ise örneklemi oluşturmaktadır. Mersin ilindeki şirket çalışanları tanımlanmıştır. Verilerin analizi SPSS 29.0.2 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Frekans ve yüzde analizi, standart sapma, ortalama ve tek yönlü ANOVA analizleri yapılmıştır. Ölçeğin geçerliliğine DFA ile bakılmıştır.
Depremden etkilenen kadınların deprem sonrası travma ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeylerine göre çocuk sahibi olma isteklerinin incelenmesi
(Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Khatib, Amine Reyhan
Dehşet Yönetimi Teorisi’nden yola çıkılarak, bu çalışma, kadınların afetler sonrasındaki belirsizliğe tahammülsüzlük ve travma düzeylerine göre, çocuk sahibi olma isteklerinin nasıl değişkenlik gösterebileceğini araştırmak için yürütülmüştür. Bu bağlamda; 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremleri birebir yaşamış olan, aile hekimliği polikliniğine herhangi bir sebeple 2023 yılı Mayıs-Eylül aylarında başvuran, 18-45 yaş aralığındaki kadınlardan, araştırmaya katılmayı kabul eden 402 kişiyle, yüz yüze olacak şekilde; sosyodemografik veri formu, deprem sonrası travma düzeyini belirleme ölçeği, çocuk sahibi olma isteği ölçeği ile belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi ölçeği doldurulmuştur. Elde edilen veriler SPSS v25 istatistik programıyla analiz edilmiştir. Sosyodemografik verilerle yapılan varyans analizi sonucu, çocuk sahibi olma isteği düzeyinin eğitim seviyesine göre anlamlı şekilde (p≤.001) farklılaştığı, yani eğitim seviyesi azaldıkça çocuk doğurma isteğinin arttığı görülmüştür. Çocuk sahibi olma isteğinin, deprem sonrası travma ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi ile yordanması incelendiğinde, çocuk sahibi olma isteği toplam puanlarının deprem sonrası travma düzeyi arttıkça azaldığı, ancak belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi ile anlamlı bir ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Deprem sonrası travma düzeyini belirleyen alt ölçekler ile çocuk sahibi olma isteği ölçeği alt ölçekleri puanlarının farklı şekillerde birbirlerini yordamaları, afetler sonrasındaki çocuk sahibi olma isteğinin farklı psikolojik etmenlerden etkilenebildiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Afetler sonrası değişkenlik gösteren çocuk sahibi olma isteklerinin, hangi psikolojik etmenlerle ilişkilendirildiğinin daha farklı çalışmalarda gösterilmesi, bu konu hakkında, literatüre daha net katkılar sağlayacaktır.